Yüsra

Yüsra
@yusrasilman
Bir Didem Madak satırında karşılaşmak ümidiyle*
Sabitlenmiş gönderi
Kalbimi kırmakla, yüreğime teselli vermek arasında ince çizgide yalpalıyordu.
Tarık Tufan
Tarık Tufan
Reklam
Yüsra

Yüsra

, started reading a book
Dörtlükler
DörtlüklerÖmer Hayyam
8.2/10 · 22.5k reads
Ey zaman, bilmez misin ettiğin kötülükleri? Sana düşer azapların, tövbelerin beteri. Alçakları besler, yoksulları ezer durursun: Ya bunak bir ihtiyarsın ya da eşeğin biri.

Reader Follow Recommendations

See All
Ne kadar küçük ya da büyük olursa olsun , acı da insanın ruhuna ve bilincine tamamen yayılır. Dolayısıyla insanın çektiği acının "büyüklüğü" kesinlikle görecelidir. Ayrıca çok önemsiz bir ayrıntı bile sevinçlerin en büyüğünü yaratabilir.
Reklam
duygu yitimi (apati), yani kişinin hissetmeyi göze alamadığı coşku ve duygularını köreltmesiydi
Biz de umut kırıntılarına dört elle sarılmıştık ve sonuna kadar, çok kötü olmayacağına inanmıştık.
Yüsra

Yüsra

, started reading a book
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl
8.4/10 · 35.8k reads
136 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Yakıcı Sır
Yakıcı SırStefan Zweig
7.9/10 · 42.3k reads
İyiden iyiye uyandığı hâlde, biraz evvelki rüyalarının havasından bir türlü sıyrılamadığı için yatağından çıkamayan bir insan gibi, o da hakikaten yirmi yaşına doğru çok gürültülü ve heyecanlı yaşadığı ve bütün tadını çıkardığı genç kız hayatını bir türlü bırakamıyor, aradaki beş sene içinde birçok şeyin esaslı şekilde değişmesine rağmen onu devam ettirmek istiyordu.
Reklam
İnsan birisini bu kadar severse nasıl darılır?.. diyordu. Hiç darılabilir mi? Muhakkak yorulmuştur.
Bak doktor, dedim. Benim hiçbir şeyim yok. Sadece talihsizim.
Herkese her şeye, sadece katlanıyordum. Sokağa adımımı atar atmaz, kendimi bir yığın muvazaanın, gafletin esiri görüyordum ve bulunduğum yerden, yaptığım işten gayri her yer, bana erişilmez şekilde güzel ve harikulâde görünüyordu.
Emine arkamda olmayınca her akıntı beni sürükleyebilirdi.
Artık Emine bir daha ölemezdi, hatta hastalanamazdı da. Orada zihnimin bir köşesinde olduğu gibi kalacaktı. Hayatımda birçok şeyler daha beni korkutabilir, başıma türlü felaketler gelebilirdi. Fakat en müthişi, onu kaybetmek ihtimali ve bunun korkusu artık yoktu.
Sanki bir deniz altı kovuğunda yürüyormuşum gibi bir türlü kavrayamadığım fikirler, bilgi kırıntıları ayaklarıma dolaşıyor, her kımıldandıkça köksüz asabiyetler, süreksiz ümitler, yersiz inançlar çürümüş yosunlar gibi kollarıma ve vücuduma sarılıyor, beni daha derinlere doğru çekiyor, gözlerimi her açtıkça ucunu bucağını göremediğim heyulâ davalar yarı karanlıkta üzerime saldırıyorlardı.
357 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.