Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Volta vururken hiç yalnız değilim... Bazen Reşit Fuat Baraner, bazen Dr. Hikmet Kıvılcımlı eşlik ediyor bana. Biraz güneş açınca Nâzım Hikmet gelip oturuyor avlunun bir köşesine; bahtiyar. Ya da, tahta iskemlesini çekmiş altına, Behice Boran'ı görüyorum avlunun bir diğer köşesinde; bacaklarını karnına çekmiş, kitap okuyor. Ruhi Su'nun ise
Sayfa 410Kitabı okudu
İhanet, bazen hiç beklenmedik yerden geliyordu. Okçu köyü’nde mesela... Ahali, düşman gelmeden önce yükte hafif pahada ağır ne varsa toplayıp, dağlara kaçacaktı. Köyün imamı Yusuf efendi engel oldu. Yunan komutanlarla konuştuğunu, kendilerine yiyecek içecek verilmesi halinde, köylüye zarar gelmeyeceğini söyledi. Köyün yarısından fazlası imamı dinlemedi, kaçtı. Maalesef bazıları inandı, kaldı. Köyde ağır vahşet yaşandı. Tecavüzler oldu. Köyde kalanların neredeyse tamamı katledildi. Cami dinamitlendi, evler yakıldı. Yaralı kurtulanların ifadesi, hazindi... Yusuf efendi, kızını da alarak, Yunan ordusuyla birlikte gitmişti.
Sayfa 427Kitabı okudu
Reklam
"sana kitabı indiren O'dur. Onun bazı ayetleri muhkemdir, bunlar kitabın anası (esası)dır. Diğerleri de müteşabihtir. Kalplerinde eğrilik bulunanlar, fitne çıkarmak ve kendilerince tevil etmek için müteşabihlerin peşine düşerler. Oysa onun tevilini ancak Allah bilir, ilimde derinleşenler de: "Ona inandı, hepsi Rabbimiz katındadır" derler. Aklıselim sahiplerinden başkası düşünüp anlamaz" (ALİ İMRAN, 7)
Ey Tanrı'nın birliğine inanmış olan, onu dilin ile öv; gönlün tereddütsüz inandı ise, aklını karıştırma! Nasıl olduğunu arama, gönlünü gözet; varlığına inan, sükun ve huzura kavuş.
Ey tanrının birliğine inanan! Yüce tanrıyı dilinle öv. Gönlün inandı ise aklını işe karıştırma.
Ey Tanrı'nın birliğine inanan! Yüce Tanrı'yı dilinle öv. Gönlün inandı ise, aklını işe karıştırma.
Reklam
Tevrat - Yusuf'un Satılması:
''Yusuf'u uzaktan gören kardeşleri, onu öldürmek için aralarında anlaştılar. Öldürüp bir kuyuya atmayı, sonra da soranlara, onu bir canavarın parçaladığını söylemeyi kuruyorlardı. Fakat Ruben, Yusuf'u kurtarmak istedi. Onu sadece çöldeki kuyuya atmalarını önerdi. Kardeşleri, alaca giysisini çıkararak Yusuf'u soydular ve kuyuya attılar. Kuyu boş ve susuzdu. Sonra da yemeğe oturdular. Uzaktan, Mısır'a mal götüren İsmaililer kervanının gelmekte olduğunu gördüler. Bunun üzerine, kardeşlerinden birisi, Yusuf'u tacirlere satmayı önerdi. Öyle yaptılar. Tacirler gelince Yusuf'u kuyudan çıkarıp 20 gümüşe sattılar. Tacirler Yusuf'u Mısır'a götürerek, orada Firavun'un muhafız askerler kumandanı Potifar'a sattılar. Kardeşleri, Yusuf'u sattıktan sonra, gömleğini, kestikleri oğlağın kanına bulayıp babalarına yolladılar. Yakup, oğlunun giysisini tanıdı ve onun vahşi bir hayvan tarafından parçalandığına inandı. Üzüntüden üstünü başını yırttı, uzun süre yas tuttu. Bütün oğulları, bütün kızları onu avutmağa çalıştılar. Ama Yakup ''Oğlumun yanına, öte dünyaya yas içinde inmek istiyorum'', diyerek her türlü avuntuyu reddetti. (37: 15-36).
Sayfa 120Kitabı okudu
29 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.