Devrim için kalabalıklar asla yetmez. Devrimler çoğu zaman büyük kitlelerle değil olayları ateşleyen küçük gruplarla başlar.
Sayfa 142Kitabı okudu
Çoğu insan sömürünün değil ama çok daha kötü bir şeyin, işlevsizliğin cefasını çekerken tüm servet ve güç, üç beş seçkinin elinde toplanabilir.
İnsan zihni gerçekliği değerlendirmekten aciz kalınca felaket senaryolarına sarılır.
Hammurabi kanunları insanları Üstün, sıradan ve köle olarak çok net bir şekilde ayırmıştı. Üstün insanlar yaşamanın tüm güzelliklerinden faydalanabiliyorken, sıradan insanlar onlardan arta kalanlarla idare idare ediyor, köleler ise şikayet ederlerse şikayete maruz kalıyorlardı.
Ne var ki duygularımız yaşadığımız yüzyılda en gelişmiş algoritmalar olma özelliğini kaybetti. Şimdi devasa veri tabanları işleyebilecek ,sonsuz hesaplama gücüne sahip algoritmalar tasarlıyoruz.
Google Facebook algoritmaları tam olarak ne hissettiğimizi bilmekle yetinmiyor ,kuşku ve endişeyle baktığımız başka şeylerden de emin olabiliyor.
"Yıldızlar yalan söylüyor............ Kitap okuyun!"
Sayfa 408 - Kollektif KitapKitabı okudu
Bir felaket yaşandığında yoksullar her zaman zenginlerden daha çok acı çeker; felaketin nedeni zenginler de olsa, sonuçlarına yine yoksullar katlanacaktır.
Sayfa 227 - Kollektif KitapKitabı okudu
....ancak bir parça özgürlük bile hiç olmamasından iyidir.
Sayfa 75 - Kollektif KitapKitabı okudu
Yeni bilginin kullanımı yeni davranışlara yol açmıyorsa ne işe yarar, değil mi?
Sayfa 69 - Kollektif KitapKitabı okudu
Tarıma geçiş M.Ö 9500-8500 yıllarında Güneydoğu Türkiye, Batı İran ve Levant bölgesinin tepelik arazisinde, düşük bir hızda ve sınırlı bir coğrafi alanda başladı. (...) Tüm ileri teknolojimize rağmen, bugün bile kalorimizin %90 ından fazlasını atalarımızın MÖ 9500 ile 3500 arasında evcileştirdiği bir avuç bitkiden elde ediyoruz. Bunlar buğday, mısır, patates, darı ve arpadır. Son iki bin yılda kayda değer herhangi bir hayvan ya da bitki evcilleştirilmedi. Eğer zihinlerimiz eski avcı toplayıcı zihni diyorsak, mutfağımızda eski çiftçilerin mutfağıdır.
Sayfa 91Kitabı okudu
Halbuki sinirler ateşlendikçe, hormonlar salgılandıkça ve kaslarım kasıldıkça bedenim ve beynim sürekli bir değişim hâlindedir. Kişiliğim, isteklerim ve ilişkilerim asla aynı kalmaz, hatta on yıllar içinde kökten değişimler geçirir.
Eski anlatıların çöküp yerine yenilerinin gelmediği bir şaşkınlık çağında basıl yaşanır?
Etkili hikayeler anlatmak kolay değildir; zorluk hikayeyi anlatmakta değil, herkesin hikayeye inanmasını sağlamaktadır.
Sayfa 46 - Kolektif - 6. Baskı - CiltliKitabı okudu