Tuhaf Kütüphane
"Ona buna mazeret bulup insanların iyi niyetlerini hiçe sayanlar, insanlığın yüz karasıdır."
Vurana vurursunuz . Vuramazsanız kadarsınız. Kaçamazsanız eğer, yersiniz dayağı. ... İddia ediyorlar ki arap harfleri zormuş, kimse okuyamazmış, latin harfleri okuyup yazmayı yaygınlaştırmış, insanların bilgi düzeyini yükseltmiş... Etrafıma bakıyorum. İddiaların hep aksini görüyorum. Okuma yazma bilenlerin sayısı şu elli yılda yüz kişide elli kişiye bile çıkarılamamış, üstelik okuyup yazanların hali pek acıklı. İçlerinde okuldaki mecburi kitapların dışında kendi iradesiyle kitap alıp okuyan parmakla sayılacak kadar az. Oysa benim dedem mesela basit bir marangozdu, iki zahire sandığı dolusu kitabı vardı, ağır ağır kitaplar, tefsirler, Gazaliler , Camiler,Mevlanalar... Ne mi oldu bunlar? Okuma yazma bilmeyenlere miras kaldı?
Reklam
[8. İbrahim el-Mu'tasım]
Kendisinden sonra kardeşi İbrahim el-Mu'tasım b. Hârünürreşid'in emirliği gelir. Okuma yazma bilmez bir ümmi idi. Mu'tezile mezhebindendi. Mu'tasım'ın döneminde Babil ve Büyük Ammûriyye, Muzdar diyarı, Rebia diyarı, Azerbaycan ve Ermeniyye fethedildi. İki yüz yirmi dokuz yılında öldü. Emîrliği sekiz yıl, sekiz ay, sekiz gündür
Sayfa 150
Sık sık rastlanan «büyük aşk diye anlatılan (çok- luk film ve romanlara konu olan) bir yalancı sevgi bi- çimi de putlaştırıcı sevgidir. Eğer kişi kendi güçleri- nin üretici bir biçimde dışarı taşmasıyla bir özdeşlik, bir Ben'lik duyacak düzeye gelmemişse, sevdiği kişi- yi putiaştırmak ister. Kendi güçlerine yabancılaşmış ve onları sevdiği
Sayfa 99
“..arzın ihyasında, her sene üç yüz binden fazla saha-i vücuda getirilen mahlukatın nevilerinde haşir ve neşirler vardır. Lâkin, bilinmez bir hikmete binaen, şu haşir ve neşirlerin ekserîsinde iade edilen emsal aralarındaki misliyet o kadar ayniyete karibdir ki, hemen hemen, dirilen evvelkinin ne aynı ve ne gayrıdır, denilebilir.”
Sayfa 15 - Envar neşriyatKitabı okuyor
Emirle Gelen İdam Kararı
En uzun koşuysa elbet. Türkiye’de de devrim. O,onun en güzel yüz metresini koştu. En sekine lüverin namlusundan fırlayarak… En hızlısıydı hepimizin, En önce göğüsledi ipi…. Acıyorsam sana anam avradım olsun Ama aşk olsun sana çocuk,Aşk olsun CAN YüCEL
Sayfa 7 - AykKitabı okuyor
Reklam
Yanan Ormanlarda Elli Gün
Bu açmakla yapılan bu dağ köyleri çok dağınık.Herbiri ötekine bir saat uzaklıkta,beş saat uzaklıkta bir. Kaç evlerden meydana gelmiş bir köy. Böyle köy olmaz.Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle köyler kalmamıştır. Bu yüzde beş yüz gerilik demektir. Bu köylere ne okul,ne sağlık v.s teşkilatı götüremezsin.Hiçbir kuvvet bunları kalkındıramaz.Bunlar toplum haline gelememiştir.Böyle olursa sefalet halinde yaşamaya devam edeceklerdir.Dünya medeniyeti kafamızın alabileği kadar ilerleseler de,bin yıl sonra gene bıraktığımız gibi bulacağız.Ama bunlar orman bitince. kayalarla baş başa kalınca göç edeceklerdir.Orman bitmeden bunları bunları iskan etmeliyiz.Orman bitmeden milletin başına bela kesilmeden…İskan etmeliyiz.İnsanlar yaptıkları bir kaç yıllık tahribatın geliriyle iskan etmeliyiz.
Sayfa 173 - YkyKitabı okudu
"Ceyhun, bütün gününü aldım zaten!" diye çıkıştım. "Çok kötü hissediyorum. Gerçekten iyiyim, ben kendim gideceğim." Hastanenin önünde benimle tartışmak yerine yeniden bizim için bir taksi durdurdu ve hızla koluma dokunup beni kendine doğru çekti. Şimdi yüz yüzeydik, bedenlerimiz hafifçe birbirine temas etti. Tam gözlerime bakıyordu. "Ben bugünü zaten sana ayırmıştım." Dudaklarımı aralayıp itiraz edecek gibi olduğumda beni susturdu. "Yarını da..." diye devam etti. "Sonraki günü de... Sonrakini de... Anlatabiliyor muyum?"
Ben şu sıra kitap okuma, dışarı çıkma ve birileriyle konuşma imkânından yoksunum, yapayalnızım yirmi dört saat, onun için yirmi dört saati altmış dakikayla değil altı yüz dakikayla çarpmalısın. Yine de çok uzağında kalırsın gerçeğin.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.