Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dil, kimin kim olduğunu derhal ortaya çıkarır. Kimin ne olduğunu hemen eleverir. İçeride olan neyse dışarıda görünür olur, fark edilir olur. Sosyal medyada "mış gibi" görünebilirsin fakat yüz yüze gelip konuşunca o sensin.
Yeryüzü, mühendislerin kesin delillerle ispatladığı gibi felekler âlemi karşısında o kadar küçüktür ki, sanki daire içinde bir nokta olup onun büyük bölümünü ya su kapladığından ya da aşırı sıcak veya soğuk sebebiyle yerleşilemez durumdadır. Kara parçalarının tümü ise yer kürenin oldukça küçük bir bölümünü oluşturmaktadır. Bununla birlikte,
Reklam
Bu motorda, bu deniz kıyısında, bu kasabada her yerde aynı kıyıcı, yağmalayıcı kalabalıkla yüz yüze geliyor. Onların içinde yaşayamıyor. Bunların arasında nasıl mutlu olunabilir? ne paylaşılabilir bunlarla? Mutluluk yalnız edinilebilen bir şey değil ki...
Sayfa 11
Dünya bir yaprak yığınından farksızdır. İnsan, dünyanın Everest Dağı ya da McKinley Dağı'yla aynı maddeden yaratılmış olduğuna iman ederse, tırmanması gereken, ardı arkası kesilmez dağ silsileleri uzanacaktır önünde. Ama şayet insan, bu denli nüfuz edilemez, ağır ve engin görünen bir şeyle yüz yüze geldiğinde, bu dünyanın aslında insan neye karar verirse o olduğunu fark ederse, o zaman, bazılarının bir Everest ya da bir McKinley Dağı olarak görme eğiliminde olduğu şeyin onun indinde bir yaprak yığınına dönüşmesi işten değildir.
Enver Bey, Selanik'in içkili lokantalarında vakit geçiren, eğlenmeyi seven, çapkınlık eden bu sofra ve keyif adamından hazetmiyordu. O, beş vakit namazını kılan, ağzına içki sürmeyen bir adamdı. Değil çapkınlık yapmak, kadınlarla yüz yüze geldiğinde dahi gözlerini yere indiren utangaç ve mutaassıp bir karaktere sahipti.
Babaannem şöyle der: "Yüz yüze görüşmek kini yok eder. Çünkü gözler birbirine bakınca kalp yumuşar.”
Reklam
Ama insan şunun farkına varıyor ki ayağa kalkıp da dünyayla, sanki burada bir hakkın varmış gibi yüz yüze gelmeye çalıştığında, Batı dünyasının bütün iktidar yapısına saldırdın demektir.
TEMBELLİK VE DEĞERSİZLİK
İnsanlar olarak baya tembel olmuşuz. Yerinden kalkıp hareket edenimiz, eli iş tutanımız, ekmek kazanmak için emek verenimiz pek yok. Birkaç cümle konuşanımız, muhabbet edenimiz desen onlar da az sayıdadır. Herkeste bir sessizlik, bir başını kuma sokma hâli hâkim olmuş. Kimse kimseye karışmamak için bin takla atmaktadır. Herkes günü kurtarma
·
Puan vermedi
İlk kitabımız o kadar heyecan verici bir yerde sonlanmıştı ki 2. kitabı büyük bir sabırsızlıkla bekliyordum Evet güzel kızımız Mayso diyarının veliaht prensesi Myra, kızı Veranın hatırasına seneler sonra kavuşan Perihelden mutlusu yoktu. Peki ya ardında bıraktığı Godwin hiç mi aklına gelmiyordu Meyranın,aslında hiç çıkmıyordu ama kalbindeki sancı onu uzak tutuyordu kendisinden. Üç diyar yöneticileri bu kitabımızda sık sık bir araya geliyor. Godwin prangalarla örülmüş aşklarını kurtarabilecek mi dersiniz? Kitabın bazı bölümlerinde hadi Myra bu kadar da soğuk olamazsın diye yedim kendimi doğrusu, ama tabi ki bunun nedenleri de var okuyup göreceksiniz. Myra tüm gerçekler ile yüz yüze gelecek.. Doğrusu çok çok şaşırdığım yerler oldu. Pederin yerine geçen Godwin,Tefken kentinin yeni Kralı olurken,Mu uygarlığının Kralı Daniel ile Myra arasındaki bağ kitabın sayfalarını hızlı hızlı çevirmenize sebep olabilir benden söylemesi bakalım bu üç diyarı Dünyadan nasıl haberler bekliyor? Sonuç olarak çok çok beğendiğim serilere bir yenisini daha ekledim ben, sizlerde merak ediyorsanız bence geç kalmayın... Perihel sen harika bir kadınsın ya bunu da söylemeden geçemeyeceğim. Sürpriz olsun çok fazla da kitabın heyecanını kaçırmak istemiyorum.. Yazarımızın kalemine sağlık...
Sin
SinAyşe Gül · Otantik Kitap · 20245 okunma
Bu mektup yüz yüze görüşmeden önce benden aldığın son mektup olacak. Ve bu bir aydır işsiz güçsüz olan gözler seni görecekler.
Reklam
İyice ölçüp biçtikten sonra bir kimsenin yalan söylediğini ileri sürmek, onun Tanrıya karşı gözüpek, insanlara karşı ise ödlek bir kişi olduğunu söylemektir, çünkü yalan Tanrı ile yüz yüzedir, ama insanla yüz yüze gelmekten ürker.
Montaigne / PlutarkhosKitabı okuyor
Kendi kendinle yüz yüze gelebilmelisin,bakabilmelisin kendi yüzüne.başkalarının yüzüne de.ama kendi yüzüne bakmayan biri, ne yüzle çıkar başkalarının karşısına?en korkuncu bu işte; Kendi yüzüne bile bakamaz olmak.bu yıldırıyor seni.içinde aşağılanmış, ezilmiş,pörtlemiş, vıcık vıcık iğrenç bir böcek yaşatarak insanların arasında dolaşmaktan, dolaşır olmaktan korkuyorsun.
Sayfa 90 - CanKitabı okudu
Genelde anıların şiirselliği, onlara kaynaklık eden somut gerçeklikle yüz yüze gelinmesiyle yıkılır gider. Ben doğrusu belleğin bu tür özellikleri üzerinde çalışılarak, son derece ilginç filmler yaratılmasını sağlayacak gerçekten özgün birtakım ilkelere ulaşılabileceğine inanıyorum."
Bir kamuflaj yöntemi de, bütün suçu bir başkasına yüklemektir. Böylece, başkalarının sana gerçekten yaptığı şeylerle ve senin kendine yaptığın, hâlâ da yapmakta olduğun şeylerle yüz yüze gelme zorunluluğundan kurtulmuş oluyorsun.
Sayfa 96
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.