Abdullah Demir

Abdullah Demir
@yuzarsif71
Sosyal Platformun altın kuralı Ya HAYIR paylaş yada kapat gitsin
İNSANOĞLU Bir gün bir ses duyacaksınız. Sağa sola bakınacak, göremeyeceksiniz. Ve o ses diyecek ki size: "Ey insanoğlu! Savaşlarda çocukların vurulmasına, göçmenlerin açlıktan ölmesine, sokak hayvanlarının katledilmesine göz yumdunuz. Sustunuz. Üç maymunu oynadınız. Görmedim, duymadım, bilmiyorum,dediniz." Ve o ses devam edecek: "Şimdilik ağzınızı kapattım. Hala göz yummaya devam ederseniz, yarın gözlerinizi kapatacağım." Sese kulak ver insanoğlu, kulak ver artık...
Reklam
Hayırlı haftalar
Hayat sana her gün yeni bir resim çizer Onu renklendirmek Senin elinde
BEN MEHMEDİM Acı türküyüm, bağrım yanık Yemen'de. Ben Mehmedim. Üstüm Sarıkamış donarım yolunda. Kefenim kar. Ben Mehmedim. Yok, bana senden başka yar. Bayraktır kanım. Yıldız üstümde şahit... Ben Mehmedim. Kendi cenaze namazımı, kendim kılarım. Çanakkale'de...

Reader Follow Recommendations

See All
Evrendeki tek mükemmellik her şeyin farklı olması ve kusursuz hiçbir şeyin olmamasıdır. Mesele o kusurlarla hayatı daha iyiye götürmektir. Leonard Cohen'in ünlü şarkısında dediği gibidir hayat; "Her şeyde bir çatlak vardır ve ışık böyle girer içeri..."
Bugünün Türkiye'sinde erdem biriktirmekten mal ve para biriktirmeye geçildi. Özür dilemek erdemken, bugün ne pahasına olursa olsun bağırarak haklı çıkmaya çalışmak doğru sayılı- yor. Zayıf olanın yanında yer almak, onun için gözyaşı dökmek ve onu korumak eskiden makbul sayılırken bugün güçlüden yana olmak, işine geleni, kendi görüşüne uyanı doğru ve adil kabul etmek doğal sayılıyor. Dünya sorumluluk almadığı hål- de, başarının ödüllerini hak ettiğine inanan insanlarla dolu...
Reklam
Biliyorsun, hep merak edilen bir soru vardır. Gelecekte ne olacak? Bu sorunun en basit cevabı, bugünün nasıl değerlendirildiğine bağlı
Vicdan, "Kimse görmeyecek ama ben bileceğim," demektir. Vicdan, erdemdir.
Vicdan çok küçük yaştan başlayarak aile içinde gelişir. Bugün çocuklarımızın vicdanını geliştirmek yerine, onları başarı ile zehirliyoruz. Yaşadığımız birçok sorun da başarıya odaklı çarpık anlayıştan kaynaklanıyor. Dolayısıyla kendini aşan bir amaç, vicdan geliştirmek olabileceği gibi, sokak hayvanlarına, ormanlara ya da mültecilere, ihtiyaç duyan çocuklara, ezilen kadınlara, dağa taşa sahip çıkmak da olabilir.
Nietzsche 1880'lerde, "Teknolojinin bu kadar geliştiği bir dönemde din işlevini tamamlamıştır," demişti. Peki, haklı çıktı mı? Bugün baktığımızda dinler işlevlerini tamamlamadıkları gibi, tam tersine toplum hayatında çok daha güçlü olarak etkisini sürdürüyorlar.
Hayatın Gayesi
Varoluşsal kaygıyı azaltmanın yolu çoğunluk için bir yaratıcıya, dine inanmaktan geçiyor. Bu dünyadaki varlık sebebini Allah'a kulluk etmek. peygamberin şefaatine mazhar olmak şeklinde belirleyenler, "Varlık sebebim iyi bir kul olmak, amacım da sonunda ilahi hayatta sonsuz mutluluğu yaşamak." diyerek kaygılarını azaltmaya çalışıyorlar.
Reklam
Daha Fazlasını Bilin, Daha Azını Yaşayın.
Bazıları bunun tam tersini de söyleyebilir. İçinizin rahat olması stresli ve sıkıntılı olmaktan daha iyidir. Başka hiçbir şeyi olmayan kişi için bile zaman dışında hiçbir şey gerçekten bize ait değildir. Değerli yaşamınızı rutin işlerle uğraşarak ya da bir işe derinlemesine dalarak harcamanız da eşit derecede talihsizliktir. Kendinizi işinize ve özençlerinize kaptırmayın. Aksi takdirde yaşamınızı karmakarışık edip zihninizi yorarsınız. Bazıları aynı prensibi bilgi üzerinde de uygulamayı ister. Ancak insan bilgi sahibi değilse, gerçekten yaşamıyordur.
Saf olmamak
Aldatılmak her zaman aptallıkla ilgili değildir. Bu tamamen saflıktan da kaynaklanabilir. Kendilerini yaralanmalardan koruyabilen iki çeşit insan vardır. Kendileri yaşayarak veya başkalarının yaşantılarını gözlemleyerek öğrenenler. Kurnazlığın kıskaçlarını kullanırken, akıl da her şeye elinden geldiğince şüpheyle yaklaşmalıdır. Hiç kimse başkalarının kendisini üzmesine izin verecek kadar iyi niyetli olmamalıdır. Güvercin ve yılanı içinizde birleştirin. Bir canavar değil, bir deha oluştuğunu göreceksiniz.
Fazla Saf Olmayın
Güvercinin sıcakkanlılığıyla yılanın kurnazlığını yenin. Dürüst bir insanı aldatmaktan daha kolay bir şey yoktur. Onlar genellikler bir hiç uğruna yalan söyleyenlere inanırlar. Onlar hileden anlamaz. Özgüvenleri vardır.
Sana ne ihtilal den?
Çokça buluşa imza atan bir Rus bilim insanı her sabah 7'de çalışmaya başlıyor. Ondan yarım saat önce gelen asistanı çalışma araç gerecini hazırlıyor, yarım saat sonra da birlikte çalışıyorlar. Yıllar boyu her gün saatinde hazır ve nazır olan asistan bir gün işe yarım saat geç gelince hoca bu duruma çok sinirlenip nedenini soruyor. Asistan "Efendim, bilmiyor musunuz, ihtilal oldu, çarlık yıkıldı!" deyince bu inanılmaz büyüklükte değişim ve karmaşanın yaşandığı şartlara rağmen hocanın cevabı: "Sana ne ihtilalden?"
Ulaşılmaz Olmayın. Hiç kimse ara sıra başkalarının öğütlerine ihtiyaç duymayacak kadar mükemmel değildir. Hiç kimseyi dinlemeyenler ancak iflah olmaz ahmaklardır. Oysaki en eşsiz âlim bile danışacak bir dosta ihtiyaç duyar. Büyüklük birilerine bel bağlamayı öğrenmelidir. Sadece ulaşılmaz oldukları için yollarını bulamayan insanlar vardır. Sonunda mahvolurlar, çünkü kimse onları kurtarmaya cesaret edememiştir.
550 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.