BİR HEYKEL İÇİN
Tahtadan ve yumuşak rüya işçiliğinde
Bu kadın başı her an biraz daha derinde,
Daha hülyalı, dalgın, ümitsizce kendisi
Toplanmış ay ışığı, yüzen tek su nergisi
Hiç akmayan bir zaman nehrinin sularında
Ne uçan bir kırlangıç, ne sedef kumsalında
Ateşler püskürerek dolaşan bir ejderha
Uzakta yeşim rengi bir ufkun kenarında
Bir başka akşam gibi açılıp gülsün diye
Derinleşen bir bahçe lotus çiçekleriyle...
Ne de başka bir remiz uçsuz bucaksız Çin'den,
Gülümsüyor ölümün sonsuzluğu içinden
Gülümsüyor vaktiyle nasıl gülümsediyse
Ömrünün sabahında ümide ve sevgiye.
-Halbuki, diye devam etti, sulak ve bereketli ova halkının gözleri alâ yerine tahrirli mavi, açık laciverd, yahut yeşildir; her halde gösterişli renklerle süslüdür, mesela Bursa'da bütün gözler böyledir. Orası da güzel gözlüler diyarıdır.
Mevlana bir rubaisinde şöyle der: Bana bahar mevsiminde bağa gel! orada çırağlar, şarap ve narçiçeği gibi sevimli güzellikler var, dedin. Eğer arada sen olmayacaksan bütün bunların faydası yoktur: eğer olacaksan yine bütün bunları ne yapmalı?
Tahtadan ve yumuşak rüya işçiliğinde
Bu kadın başı her an biraz daha derinde,
Daha hülyalı, dalgın, ümitsizce kendisi Toplanmış ay işığı, yüzen tek su nerkisi
Hiç akmayan bir zaman nehrinin sulanında
Ne uçan bir kırlangıç,ne sedef kumsalında Ateşler püskürerek dolaşan bir ejderha
Uzakta yeşim rengi bir ufkun kenarında Bir başka akşam gibi açılıp gülsün diye Derinleşen bir bahçe lotus çiçekleriyle...
Ne de başka bir remiz uçsuz bucaksız Çinden,
Gülümsüyor ölümün sonsuzluğu içinden Gülümsüyor vaktiyle nasıl gülümsediyse Ömrünün sabahında ümide ve sevgiye.
Kim bilir hangi yıldızın
Kısır çöllerinde şimdi,
Beyhude hatırlıyoruz
Bu hiç olmamış şeyleri...