Yves Bonnefoy
"Buluşalım Öylesine yüksekte ki ışık taşmakta gibidir Birbirine karışmış saatin ve çığlığın kadehinden, Saydam bir akış, içinde Bolluktan başka bir şey kalmayan, belirtilmiş. Buluşalım, alalım Avuç dolusu saf çıplak varlığımızı Sabahın yatağından ve akşamın yatağından, Zamanın izini kazdığı her yerden, Değerli suyun buharlaştığı her yerden, Birbirimize doğru yönelelim, sanki sonunda Her birimiz bütün hayvanlar ve şeyler, Bütün ıssız yollar, bütün taşlar, Bütün akışlar, bütün madenler. Bak, Burada çiçeklenir hiç; ve onun taçları Onun şafak ve günbatımı renkleri, onun Yeryüzüne gizemli güzellik katkıları Ve onun koyu yeşili bir de, ve onun dallarında rüzgâr, Bizim içimizde olan altındır: maddesiz altın, Sürmemenin, sahibolmamanın altını, Rıza göstermiş olmanın altını, tek alev İmbiğin biçim değiştirmiş yamacında."
Sayfa 99
Yves Bonnefoy
"ey karalamalar, ey paslar suyun izinin, anlamınkinin emilip kaybolurken sınırsızlaştığı, tanrı, çıplak çeper aşınmanın, kertiğin dünyanın bağrında aynı ıssız görüntüsü olduğu."
Reklam
sözgelimi ben, kendim hiç hayıt ağacı görmemişim görmeden ölürüm diye korkum da yok değil mi ki albatrosu Baudelaire'den Yves Bonnefoy'dan semenderi öğrendim bir gün bakarsınız şu güzelim bilgiç beynimi kırıp teneşir tahtası olarak kullanabilirim.
Sayfa 188Kitabı okudu
''Isırgan otlarına ve taşlara. 'Ağırbaşlı matematiklere' Her akşamın kötü aydınlatılmış trenlerine. Sınırı olmayan yıldız altındaki karlı sokaklara. Gidiyordum, kayboluyordum. Ve sözcükler zorlukla buluyorlardı yollarını korkunç sessizlikte.''
''Bağırıyorum, Bak, Buraya çökel bıraktı bilinmeyen bir tuz. Bağırıyorum, Bak, Bilincin sende değildir, Bakışının geldiği yön Sende değildir, Acın sende değildir, sevincin daha da az.''
''yalnızca hiçin gücü olarak, hiçin ağzı, tükürüğü, bağırıyorum, ve üstünde sen, ben vadisinin kalıyor sevinç çığlığı saf biçiminde.''
Reklam
771 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.