Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Arabın Çöl Diniyle Siyaset Yürütme Ezikliği
Sömürgeleşen toplumların zayıflığı, büyük ölçüde, gelişmesi yüzyıllardır duran çok eski sosyal yapıların sürüp gitmesinden ileri gelmektedir. Gelişme devam etseydi bu toplumların sömürgeleştirilmesi mümkün olmayabilecek ve daha sonra azgelişmişliğe doğru yönelmeyebileceklerdi.
Reklam
Coğrafya?
"İşin zor tarafı, askeri ve siyasi stratejik bir bilgiyi, tamamen zararsız pedagojik ya da bilimsel bir söylem olarak yutturmaktı."
"Yararsız, geçersiz olduğu söylenen coğrafya, uzaysal stratejileri hazırlamak, bir ülkedeki insanları veya grupları değişikliğe uğratmak, savaştırmak veya yetiştirmek söz konusu olduğu andan itibaren, iyi durumdaydı, iyi silahlanmıştı."
Sayfa 9 - Doruk YayımcılıkKitabı okudu
19. yüzyılın ilk yarısında Lyon’lu kapitalistler, dokuma iş­çilerinin siyasi gücünü yıkmak için gerçek bir coğrafi stratejiyi hayata geçirdiler: O tarihe kadar Lyon’da yoğunlaşmış olan ipek dokuma işi, çok sayıda teknik operasyona ayrıldı; bunlar geniş ölçüde kıra serpişti­rildi: yalnızca “tüccar-üretici” kendisi için çalışan çok sayıda atölyenin yerini biliyor, bunlann her birinde çalışanlar, ötekilerin nerede çalış­tığını bilmiyordu. Bu nedenle, dağılmış olan çalışanlar, ortak eylemle­re artık pek girişemiyordu.
Coğrafyanın temel olarak savaş yapmaya yaradığını ileri sürmek, onun sadece askeri operasyonları yönetenler için vazgeçilmez bir bilgi olduğu anlamına gelmez. Söz konusu olan sadece savaş başlatıldıktan sonra birliklerin ve onlann silahlannın yerlerinin değiştirilmesi değil­dir, aynı zamanda savaşı hem sınırlarda hem de içeride hazırlamak, müstahkem mevkilerin yerini seçmek ve çok sayıda savunma hattı inşa etmek, dolaşım yollarını organize etmektir. Lenin’in "en derin as­keri yazarlardan biri [...], fikirlerinin bugün bütün düşünürlere mal olduğu bir yazar” diyeceği Cari von Clausewitz (1780-1831), “Mekânı ve nüfusuyla birlikte alan, sadece bütün askeri güçlerin kaynağı de­ ğildir, aynı zamanda savaşta etkisi bulunan faktörlerin aynlmaz bir parçasıdır ve bunu nedeni, operasyonlar sahnesini oluşturmasıdır” diye yazıyordu.
Reklam
| ”Bu coğrafya bir şeylere yaramalı mı? Belki de bu kesin değildi. Fakat “savaş yapmaya” yaraması, işte en şaşırtıcı olan bu! Bugün artık pek kullanılmayan bu zarif formül, 17. yüzyılda, 14. Louis tebaasına ve Avrupa’ya, Hollandalılarla “savaş yapmaya” gittiğini söylediğinde (1671) ortaya çıkmıştı. Bugün de partizan savaşlarının dağlarda, büyük ormanlarda, kısacası, özel coğrafi bölgelerde yapıldığını söylemiyor muyuz?”
Aldatmaya katılıyorlarsa, kendileri aldatıldıkları içindir.
Sayfa 61 - profesörlerden ve öğretmenlerden bahsediyorKitabı okudu
Söz konusu olan sıkıcı ve sonuç olarak anlamsız bir disiplindir, zira herkesin bildiği üzere "coğrafyada anlaşılacak bir şey yoktur, onları ezberlemek gerekir."
Benim yaptığım jeopolitik tanımı ise daha kısadır ve jeopolitik kelimesini güçlü bir anlamda ele almaktadır. Ele aldığımız şey basında kullanılan ha­liyle jeopolitik olduğunda -ki giderek artan oranda böyledir- söz konusu olan, ister resmi ister yasadışı olsun, net olarak yerleşmiş siyasi güçler ara­sındaki ilişkilerdir. Etnik veya dini gruplar arasındaki kanlı mücadeleler, ülkeler arasındaki savaşlar, bir halkın bağımsızlık mücadelesi, büyük dev­letler arasındaki çatışma tehditleri. Ben ise, terimin başlangıçtaki anlamı itibarıyla jeopolitik derken, kentsel yığılmalar da dahil olmak üzere büyük veya küçük boyutlu bir toprak üzerindeki güç rekabetlerini kastediyorum. Jeopolitikte coğrafi toprak temel önemdedir, fakat söz konusu olan sadece var olan haliyle değil, kapsamı, engebe biçimleri ve kaynaklarıyla birlikte topraktır. Söz konusu olan aynı zamanda orada yaşayan erkekler ve kadınlar ve kendilerine anlatılan (haksız veya haklı) hikâye nedeniyle kabul ettikleri veya savaşım verdikleri iktidarlar, korkuları ve şu veya bu düzeyde yakın bir gelecek ile şu veya bu düzeyde uzak bir geçmiş hakkında yaptık­ları temsillerdir.
Sayfa 173 - Ayrıntı Yayınları (2014)Kitabı okudu
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
İbni Haldun’un, tarihin bilim olarak doğuşunu simgeleyen yapıtı Mukaddime, Ortaçağ Arap uygarlığının sönmeye yüz tuttuğu bir sırada kaleme alındığından, İbni Haldun’u ve düşüncelerini doğrudan izleyen bir akım ortaya çıkmadığı gibi, bu düşünce daha sonraki yüzyıllarda unutulmaya yüz tuttu. İbni Haldun, 14. yüzyılda toplumların iktisadi, sosyal ve
İbni Haldun: Tarih Biliminin Doğuşu
İbni Haldun: Tarih Biliminin DoğuşuYves Lacoste · Ayrıntı Yayınları · 201220 okunma
Doğru, kendisine hiçbir şeyin karşı koyamayacağı bir güçtür ve yalan, aklın parıltısıyla parçalanarak gerileyen bir şeytandır.
Yves Lacoste
Coğrafya herşeyden önce savaş yapmaya yarar...
Coğrafya
"Günümüzde coğrafya, yalnızca yıkımın ve bilginin teknolojik araçlarının gelişimi nedeniyle değil, aynı zamanda bilimsel bilginin kaydettiği ilerleme nedeniyle yeni biçimler ve yeni bir genişlik kazanmaktadır."
Sayfa 56
Bugün "az gelişmiş" denilen ülkelerden birçoğunun neden az gelişmiş olduğunu Mukaddime'yi okuduktan sonra daha iyi anlıyoruz. Kuzey Afrika tarihini asırlar boyu damgalayan siyasi, iktisadi ve içtimai başarısızlıkların sebebi, bu ülke­de içtimai bir zümrenin (Batı'daki burjuvaziye benzer bir sı­nıfın) yokluğudur. Çağdaş bir Fransız yazarı, Yves Lacoste: Bugünkü az gelişmiş ülkelerin mazisi üç beş kelimeyle hüla­sa edilebilir, diyor... Önce hamleler devri, sonra yavaşlayan, durgunlaşan, gerileyen ekonomik ve sosyal gelişme. İbn Haldun, bu medd ü cezirlerin içinde yaşamış ve onları anla­mağa çalışmıştır. Buhranı ne Tanrı'nın iradesiyle izaha kal­kışmıştır ne dış güçlerle. Çöküşün sebebi, kucağında yaşadı­ğı toplumun iç yapısıdır. Geçen asrın sonlarına kadar hiçbir Avrupalı tarihçi, böy­le bir idrak irtifaına erişememişti.
Sayfa 146 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
100 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.