Varoluş hiç bu kadar eğlenceli olmamiştı!
Felsefeye bir adim atmak için çok güzel bir kitap.
Sokrates ile soru sormaya başliyorsunuz. Atinanin kisada olsa düsünce ve toplumsal yaşayisini, adeta düşüncenin doğduğu havayi soluyarak kitaba başlıyorsunuz.
Shakspearenin; Bir bulutla kış olmaz, bir çiçekle yaz gelmez dizesi ile Aristotelesin hakiki mutluk anlayışını aramaya başlıyorsunuz.
Tam mutluluğu aramaya başlamışken Hiçbir şey bilemeyiz diye haykiran; Pyrhon sizi davet edecek.
Zihninizde onun sesi yankilanirken Epikurosun ölüm üzerine düşünceleri ruhunuza işlemeye baslayacak.
Ben varsam ölüm yok, ölüm varsa ben yokumm...
Kitap daha sonra, bu olumsuz havayi Stoacilikla dağıtır.
Tam huzur vakti derken, sahneye Augustinus çikar, ve bu hayata niye geldim, ne yapmaya calismaliyim, neye inanmaliyim sorularini sorar ve yeniden zihin dünyaniz yolculuğuna devam eder.
Felsefenin tesellisi durağinda biraz dinlensenizde,Anselmus ve Aquinusun mükemmel adasina doğru yelken açacaksiniz.
Ve daha sonra 16.yz Italyasinda Napoli gibi bir sehir devletinde Machiavellı nin Prensi ile tanişacaksınız.
Hobbes sizi Ingiltereye davet edecek, insanin zayif bir varlik oldugunu kulaklariniza fisildayacak.
Tatli bir yorgunluk hissedeceksiniz, Descartes ile Rüyada olabilirmiyim, argümanini konusacaksiniz.
Pascal ile bahisleri göreceksiniz.
Biraz doğaya dönmek isteyeceksiniz ve Spinozanin sayfalari sizi davet edecek...
Ve felsefe yolculuğunuz bugunku hayvan haklarina kadar devam edecek...
Kitap güzel anlasilabilir bir dille kaleme alinmis. Çok akıcı. Çevirmeni de tebrik etmek lazim.
Felsefe ile ilgilenlerin ve yola çikanlarin mutlaka okumasi gereken bir kitap.
Selam ve esenlikle.