"Yalnızca kadırga köleleri kendilerini tanırlar- diyor Tasso- oysa biz yalnızca başkalarını nezaketle y a n l ı ş t a n ı r ı z , onlar da bizi yanlış tanısınlar diye.
Bireyin kişisellik-üstü bir şeye kursanması gerekir - Tragedya bunu ister; birey ölümün ve zamanın kendisine verdiği dehşetli korkuyu unutmalıdır: çünkü yaşamının en kısa bir anında, en küçük parçasında bile her türlü mücadeleyi ve her türlü zorunluluğu aşırı coşkulu bir biçimde dengeleyen kutsal bir şey çıka bilir karşısına - t r a i i k z i h n i y e t t e o l m a k denir buna. Bütün insanlığın günün birinde ölmesi gerekiyorsa- kim kuşku duyabilir bundan!- b i r b ü t ü n olarak kendisini bekleyen yok oluşu t r a j i k b i r z i h n i y e t l e karşılayabilsin diye, bir ve ortak olan halinde iç içe geçmek hedefi, bütün gelecek zamanlar için en yüce görev olarak konulmuştur önüne; insanın bütün soylulaşması bu en yüce görevde yatmaktadır; bir insan dostunun ruhunun karşısına koyahileceği en hazin görüntü, bu görevin kesin olark reddedilmesiyle ortaya çıkar. Böyle duyumsuyarum ben! insani olanın geleceği için yalmzca bir umut ve bir güvence var: bu da t r a j i k z i h n i y e t i n ö l m e m e s i d i r . İnsanlar onu tamamen yitirecek olurlarsa, yeryüzünün üstünde eşi benzeri duyulmamış bir feryat yükselecektir; bildiğimiz şeyi - trajik düşüncenin yeniden dünyaya geldiğini- bilmekten daha canlandırıcı bir neşe yoktur. Çünkü bu neşe tamamen kişisel-üstü ve geneldir; insanlığın, genel olarak insani olanın güveneelenmiş birlikteliği ve bekası hakkındaki sevinç çığlığıdır.-
Şev tev çûye îdî ma tu hew tê lo
Ez ranazim, kengî bê te xew tê lo
Xanî bûye zindan tê de ranazim
Ta sipîdê qîr û nal û tew tê lo
Te j' min dil bir carek mi j' ter nego na,
Te rû kul kir carek mi j' te r' nego na
Ma ji bo çi, îro tu j' min xeyîdye?
Te j' min çi dikir, carek mi j' te r' nego na
Ay dil, ay dil, ma kes nîn e mîna wî?
Bo çi her dem wer dilxwazê dîna wî?
Ahî dema destê wî l' bin serê min!
Bi min xweş tê gelek hilm û bîna wî
Tenê hiştim ay dil îşev çima çû?
Wî ez kuştim, ay dil îşev çima çû?
Rabe pey kev ay dil zû wî werîne
Tev biriştim ay dil îşev çima çû?
Bir hazin üftâdesi yaprak gibi solmaktayim
Pâymâl olmakta zevk-i ma'nevi bulmaktayim
Ben bosaldikça dem-be-dem onunla dolmaktayim
"Müdrik-i tevhid-i ef’âl i sifat olmaktayim
Cümle zerrât oldu mücella aks-i vech-i yâr ile"
Oyle bir tat var ki vuslatta o bezm-i nûrda
Dide sir-i zevk olmaz nesve-i manzûrda
Hâhis-i zidni durur her nazra-i mahmûrda
"Nâr-t hicrân izdiyâd eyler dil-i mahrûrda
Çesm-i binis fer bulunca lem'a-i didâr ile"
Ask! Ey arsin da fersin de medâr-1 hilkati
Sende fânt olmadir ömrün yegâne lezzeti
Kalb-i Tahir zevk edinmistir o mes'üdiyyeti
Aska istigrâk ile Vassâf buldum saffeti
Vâridât-z aska erdim varmi isâr ile"
16 Recep 1345 (21 Ocak 1927)