Bir erkek yaşamında belli bir noktaya gelince her şeyin bittiğini düşünür...oysa erkek, sarıldığı kızın yaşındadır...
Sayfa 150 - EverestKitabı okuyor
Ah, onu seviyordu, tıpkı lngilizlerin Hindistan'ı, Afrika'yı ve lrlanda'yı sevdiği gibi seviyordu; asıl sorun olan da sevgiydi zaten, insanlar sevdiklerine kötü davranırlar.
Sayfa 371Kitabı okudu
Reklam
Bunu yazana İngiltere'nin en önemli ödüllerini de verirler ama...
İngilizler, hem malınızı çalıp hem de aynı zamanda sizi eğitmeye kalkan yegane insanlardır.
Sayfa 365Kitabı okudu
Tesadüfleri yok edebilen, dünyaya hakim olur.
Sayfa 350Kitabı okudu
Mikrop kapmaktan, etkilenmekten, melezleşmekten korkan milliyetçilerin korkuları göçmenlere gülünç geliyor, çünkü göçmenlerin korkuları yanında bunlar fındık fıstık gibi önemsiz kalır; göçmenler erimekten, yok olmaktan korkuyorlar.
Sayfa 336Kitabı okudu
İslam'ın anlamı nedir? Kelimenin anlamı nedir? Teslim oluyorum. Allah'a teslim oluyorum. Ona teslim oluyorum. Bu benim hayatım değil, onun hayatı. Benim hayatım dediğim Şeyle, o istediğini yapar. Tabii ki dalgaların arasında yuvarlanıp duracağım ve yapacak bir şey olmayacak. Hiçbir şey! Doğa da Müslüman, çünkü Yaradan'ın koyduğu kurallara itaat ediyor.
Sayfa 297Kitabı okudu
Reklam
. Roman yazmak çok büyük bir özgüven hilesidir. Kendine güvenmen için kandırman gereken asıl kişi kendinsin. Bunu tek başına yapmak çok zor. . . .
Ne kadar gerilere, gerilere ve gerilere gidersen git, dünyada tek bir saf insan, tek bir saf din bulmak, doğru Hoover torbasını bulmaktan çok daha zordur...
Sayfa 244Kitabı okudu
Timsah gözyaşları...
İnsanları asla küçümsemeyin; kendilerinin olmayan acıyı izlerken, kötü haber verirken, televizyonda bombaların düşüşünü seyrederken, telefonun öbür ucundaki bastırılmış hıçkırıkları dinlerken aldıkları keyfi de asla küçümsemeyin.
Sayfa 220Kitabı okudu
Şu İngilizler:
Yemyeşil, hoş ve ılıman bir ülkede doğup büyüyen lngilizler, insan eseri olduğu zaman bile felaket denen şeyi kavrama yeteneğinden yoksundurlar.
Sayfa 218Kitabı okudu
Reklam
Atina'ya giden Karadeniz kıyısı??? Yazar bilmiyor. Ya Türk çevirmen?
Fısıltıyla konuşuyorlardı; çünkü Karadeniz kıyısında, Atina'dan Selanik'e doğru ilerleyen beş kişilik Churchill tankında, onlardan başka daha iki er ile bir yüzbaşı olduğu için, bu özel bir konuşma sayılmazdı.
Ah keşke...
"Kahrolası, her şeyi sonradan anlamak ne kolay," diye düşündü. "Sonradan kimse yanılmaz."
Archie'nin evliliği, bir çift ayakkabı alıp eve götürdükten sonra ayağına uymadığını anlamak gibi bir şeydi. Ayıp olmasın diye onlara katlanmıştı.
"... insanlar arasındaki asıl fark renklerinde değildi. Cinsiyetlerinde, dinlerinde veya ritmik dans edebilme yeteneklerinde veya avuç dolusu altın paraya sahip olmalarında da değildi. Asıl fark çok daha köktendi. Yerdeydi. Gökteydi."
Sayfa 217 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Kaderinizi ancak bir süre erteleyebilirsiniz.
986 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.