Baha Veled hazretleri minberde vaız esnasında Fahred-
din-i Razi ve Muhammed Harizmşalı'a dailna bid'atçı der ve
ayna gibi her birinin halini aynen gösterirdi. Onlar Baha
Veled'in bu kafalarina vururcasına azarlamasından ve tok
sözlülüğünden son derece incinirlerdi. Fakat ona karşı kendilerinde ne söz söylemeğe mecal ve ne de cevap ve suale
imkan vardı.
Nihayet bir gün yine Baha Veled vaızda coşmuştu. Heyecana gelerek: Ey Fahreddin-i Razi, ey Muhammed Harizm-
şah ve diğer bid'atçılar! Biliniz ve haberdar olunuz ki, siz
rahata kavuşup yüz bin gönlü ve birçok ilah! devletleri bıra-
karak kendinizi karanlığa attınız. Bu kadar mucize ve delilleri bırakıp hayaller arkasından koştunuz. Dünyanın bu ka-
darcık karanlığı bir aydınlıkları size karanlık ediyor. Bu
karanlıkların bu aydınlıklara üstünlüğü, nefsin üstünlüğün-
den ötürüdür. Nefsin bu üstünlüğü sizi işsiz bırakıyor ve siz
kötülüğe çalışıyorsunuz. İşsiz kalınca da daima kötülük ediyorsunuz. Bu sebepten karanlık, vesvese, boş hayal, insanı
bozan sevdalar, sapıklıklar ortaya çıkıyor. Bundan dolayı
sizde akıl yabancıdır, nefis de kendi üzesinde hakimdir.
Nefsin bulunduğu o ülke, şeytana aittir, » dedi ve Maarif
adlı kitabındaki sözlerini sonuna kadar anlattı.