Tehlikeyi sezer sezmez sandığından, beyaz, parlak kemikten yapılmış bir İsa'yı bulup çıkarmış, yastığının altına saklamıştı. Sandığın dibinde, yırtık iç gömlekleri ve kadife paçavralarının arasında yıllardır onu unutmuştu. Yalnızca ağır hasta olunduğu zaman alınan bir ilaçmış da, yaşadığımız iyi günler, gördüğümüz, yiyip içtiğimiz, öpüştüğümüz zaman gereği olmazmış gibi.