Günaydın. Bazen şöyle laflar işitiriz: Ne çabuk bıraktın, ne kolay vazgeçtin. Hâlbuki ne dostluklardan ne aşklardan ne zamanında bize en yüce gelen o davalardan bir anda dönülmüyor. Hiç kimse öncesini düşünmüyor; emeklerimizi, vaktimizi, yüreğimizdekileri. Konuşmak ne kolay! Aslı Akarsakarya, "Vazgeçiş bir anda olmuyor, aklın görmediği bir
SEMERCİ...
Semerkand’da bir semerci ustası, oğluyla beraber hem semer yapar, hem de eskiyen semerleri tamir eder, baba-oğul hayatlarını böylece devam ettirirlermiş.
Semerci ustası, mesleğinin alametlerinden olacak ki; çalışırken üzerinde oturduğu koltuğunu da semerden yapmış. Bu semerin gizli bir bölmesini de para kasası olarak kullanmaktaymış.
Semerde
BERDEGAN
Hep âşktan söz ediyorsun dostum
Kalbinde kan curcunası
Yollarına yapraklar dökülüyor
Hep sebepsiz, orantısız özlüyorsun
Sanki ufak bir anın var yaşanmışlık tadında
Veyahut sarhoş oldun dudakların kanadı dostum
Sen bu azizlenmiş şehirden azad olan
Kaşıma, ısırma dudağını gök çehre tadan..
Kavuşmak misalidir avuçların kaşıntısı
Böyle böyle
PEYMÂNE
Kaderin kalemi ne renk?
Martılar kadar özgür bir eser
Hayallerle esiyor şehir
Ömür yolu yordamı ne yönde çizer?
Nasip, kısmet ola...
Kalbi veren Allah atışını bilir
Allah kullarından ne istiyor
SÖZÜNDEN DÖNENLER İÇİN
Bakara 27 - Onlar ki, söz verip andlaştıktan sonra Allah'a verdikleri sözü bozarlar. Allah'ın birleştirmesini emrettiği şeyi (iman ve akrabalık bağlarını) keserler ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte zarara uğrayanlar onlardır.
Pir huzurunda verilen telkinat kabul edip sonra dönerse duçar olacağını bildirir
CEMAHATA
Her vakit, her an insana bir emanet, hayat da bir emanet. Hiç şüphesiz nasip, kısmet, kader, tecelliyât var. Bunlara rağmen bir program yapacağız. Programsız olmaz. Ama bileceğiz ki o program mutlak bir program değil. Her an değişebilir. Değiştiği zaman da üzülmeyeceğiz.
Sadettin Ökten