Büyük Patlama sırasındaki kuantum dalgalanmalarından pek çok başka evrenler de ortaya çıkmakta ve büyük ihtimalle buralarda farklı fizik ve kimya yasaları hüküm sürmekte. Belki de bütün bu evrenler içindeki en olası evrende yaşamıyoruz. Büyük ihtimalle, koşulların karmaşıklık ve yaşamın doğuşu için uygun olduğu evrenlerden birindeyiz. Bir evrenden diğerine gidemesek de, bizim evrenimizde yapılan gözlemler, sınırsızlık koşuluyla öngörülen evren betimlemesini doğrulamaktadır. Uzun bir süre boyunca pek çok fizikçi bu argümanları görmezden geldi. Çoklu evren fikri insanları rahatsız ediyor. Ancak, Planck uydusundan gelen son veriler bu kaçışı gittikçe daha olanaksız hale getirmekte.
Sayfa 250
Gelgelelim kendimize fazla güvenmenin beraberinde getireceği tehlikenin de farkında olmalıyız; zira daha öncesinde de pek çok kez büyük beklentilere sahip olup elimiz boş döndük!
Sayfa 216
Reklam
Bütün bilim tarihi olayların rastlantısal bir şekilde gelişmediği farkındalığının ilerlemesidir ki, bu tarihin her bir parçası kutsal olandan esinlenen ya da esinlenmeyen belirli bir temel düzeni yansıtır. Bu düzenin yalnızca söz konusu yasalara değil, fakat aynı zamanda evrenin başlangıç durumunu belirten uzayzamanın sınır koşullarına da başvurması gerektiğini varsaymak oldukça normaldir.
Sayfa 162
Dünya başlangıçta oldukça sıcaktı ve bir atmosfere sahip değildi. Zaman geçtikçe soğumaya başladı ve kayalardan gelen gazların salınımıyla bir atmosfer elde etti. Bu ilk atmosfer bizim hayatta kalabileceğimiz türden değildi. Zira oksijen içermeyip bizim için zehir olabilecek hidrojen sülfit gibi pek çok diğer gazı içinde barındırmaktaydı. Gelgelelim bu koşullar altında gelişebilecek başka ilkel yaşam formları mevcuttur. Bu yaşam formlarının, muhtemelen atomların makromolekül adı verilen büyük yapılar halinde birleşimlerinin bir sonucu olarak okyanuslarda geliştiği düşünülüyor, ki makromoleküller okyanustaki diğer atomları da benzer yapılar halinde bir araya getirebiliyordu. Böylece makromoleküller kendilerini yeniden üretip çoğaltıyordu. Bu yolla gitgide daha karmaşık yapılardaki kendini yeniden üreten organizmaların evrim süreci başlar. İlk yaşam formları hidrojen sülfit de dahil olmak üzere çeşitli maddeleri tüketir ve dışarı oksijen salardı. Bu, giderek atmosferin yapısını değiştirip bugünkü haline gelmesini sağladı ve balıklar, sürüngenler, memeliler ve en nihayetinde insan ırkı gibi daha yüksek yaşam formlarının gelişmesine olanak tanıdı.
Sayfa 159
Enerji yoktan var edilemeyeceği için bir parçacık/ karşı parçacık çiftinin ortaklarından biri pozitif enerjiye sahipken, diğer ortak negatif enerjiye sahiptir. Negatif enerji olanı kısa ömürlü bir sanal parçacık olmak durumundadır; zira gerçek parçacıklar normal koşullarda her daim pozitif enerjiye sahiptirler. Bu yüzden söz konusu parçacıklar kendilerini ortadan kaldıracak ortaklarını ararlar.
Sayfa 143
Şeyler kendi hallerine bırakıldığında düzensizliğin artmaya meyledeceği ortak bir tecrübe konusudur. Düzensizlikten düzen yaratılabilir, fakat bu çaba ya da enerji harcamayı gerektirir ve dolayısıyla mevcut düzenli enerji miktarının azalmasına neden olur.
Sayfa 138
Reklam
Kopemik, modelini ilk başta, kiliseden kafir damgası yememek için isimsiz olarak yaydı.
1514 yılında Polonyalı papaz Nicholas Copernicus (Kopemik) tarafından daha basit bir model öne sürüldü.
Batlamyus'un modeli gökkubbedeki cisimlerin konumlarını hesaplayabilmek için akla yakın doğrulukta bir dizge getirmişti.
Bugün hâlâ neden burada olduğumuzu ve nereden geldiğimizi bilme arzusuyla yanıp tutuşuyoruz. İnsanlığın bilgi için duyduğu en derin tutku, mevcut arayışımızı sürdürmek için yeterli bir gerekçelendirme. Ve amacımız içinde yaşadığımız evrenin bütünlüklü bir tasvirini sunmaktan daha azı değil.
Sayfa 27
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.