"Okunacak hiçbir hikaye, hiçbir mesnevi, hiçbir şehir tarihi veya haltercümesi kitabı insanlara şu mezarlar kadar içli, onlar kadar sahici bir hikaye anlatmıyorlar."
"Yaklaşık yüz doksan yıldır malihulyaya müptela olup da toplumdan dışlanan mecnunların tedavi edilmeye çalışıldığı bu bimarhanede hemen herkesin tek derdi vardı: Kara Sevda."
"Hangi ümide sarılsam elimde kalıyor, neyi seversem ölüyor. İşte üç sene evvel bir sonbahar akşamıyla beraber ölen genç kızlık rüyalarım, kendi küçüklerim, sonra Munise, onun arkasından belki kalbimin öksüzlüğünü avuturlar diye ümit ettiğim talebelerim." :(
"Sükûn ve güzel kokular icinde, denizle gökyüzü arasında yaşayarak, kendini gittikçe daha çok kucaklayan bu mahrumluğa nefsini teslim ederek, isteye isteye, kendini kaptırarak, günlerin geçmesine kayıtsız kalıyordu.."
"İkisine de mazi hakimdi. Hep geçen günleri düşünerek yürüyorlardı. Bir kibrit alevinin muvakkat ışığında görünüp kaybolan eşya gibi, birçok hatıralar parlayıp sönüyordu."
Gözleri ötede beride siyah bir zemin üzerine serpilivermiş mütebessim sarı yakutlar şeklinde ışıldayan yıldızlara bakıyor, bunların arasından hulyasının perisini bir sis içinde gibi görüyordu.
Alemde meşhud olan bu devran,
Tekâmül içindir, kemale doğru.
Her nokta cevval, her zerre raksan,
Uçup giderler visale doğru.
Ekvan, insan koşup giderler,
Tutulmaz kapılmaz hayale doğru.
İnsan isen gel matlubu anla,
Yorulma, gitme celale doğru.
Ufk-i ezelde doğan bir güneş,
Gider mi acep zevale dogru?
İfâte etme kıymetli vakti,
Çevir yüzünü cemale doğru.
"Bizim payımıza düşen işte bu, Meryem. Bizim gibi kadınların. Biz kadanız. Tahammül ederiz. Sahip olduğumuz tek şey, bu yeteneğimizdir. Anlıyor musun? Hem okulda sana gülerler. Alay ederler. Harami derler. Hakkında korkunç şeyler söylerler. Buna göz yumamam." Nana.
""Ben o kimseyim ki, gücümden kainat titrer. Ben o kimseyim ki bileğimin gücü her canlıya hükmeder. Ben o kimseyim ki, kim olursa olsun bana baş eğer. Ayağımı bastığım toprak insanların secde yeridir. Ben o kimseyim ki, yiğit yaratılışlı insanlar arasında bile benzerim yoktur. Yiğit kimseler kapımın hizmetçileridir. Ben o kimseyim ki, adalet terazimde herkes eşittir. Bence, cihana hükmeden padişahlar ve fakirler aynı derecededir. Kısacası ben, İzid'in kuvvet ve kudret kılıcıyım. Ben Aşkim, gücümden kainat titrer.""
""Yaşarken kızı gölgede bırakmışlardı. Ölümleriyle de onu yeryüzünden tamamen silmişlerdi. Anne şimdi onların hayat müzelerinin müdürüydü, Leyla ise yalnızca bir ziyaretçi. Onlara ait efsanelerin doldurulduğu bir kap. Anne'nin mürekkeple, onlarin destanını yazdığı bir parşömen.""
""Ah ben ruhumun içindeki o ikinci ruhu bilirim, esrarı gören gözleriyle ve esrarı duyan kulaklariyle her-şeyi sezer ve bana sezdirir ve beni aldatamaz, ah, içim beni aldatmaz.""
"Öyle bir yaşta idim ve öyle bir mizaçta idim ve çocukluğumda o kadar az oyun oynamıştım ve aldatmasını o kadar az öğrenmiştim ki, yalan bana suçların en ağırı gibi geliyordu; ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşıyordum. Yalana herşey isyan etmelidir. Eşya bile: Damlardan kiremitler uçmalıdır, ağaçlar köklerinden sökülüp havada bir saniye içinde toz duman olmalıdır, camlar kırılmalıdır, hattâ yıldızlar düşüp gökyüzünde bin parçaya ayrılmalıdır filân..."
"Durma ağla yavrum doyasıya ağla. Kuran gerçeği söyler kızım. Bize reva gördüğü her imtihanin, her üzüntünün gerisinde mutlaka bir nedeni vardır Tanri'nin."