Sınırlara kanlı bir set
Ovalara kurşunlu birer zebani diktiler
Lakin gök açık,
Gökten yardım bekleyen Filistinliler ise yekpare ayakta.
Titremeliydi acun…
Müslümana dokunan o kanlı el, kökünden tutulup kesilmeliydi.
🇵🇸
Dik yokuşta yol balçık kir,
Sırtımda yükler birikir,
Hesaba ilim gerekir,
Hangi zulüm nerden gelir?
Trafikte maganda mı,
Kaldırımdaki zorba mı,
Sözle sataşan hoppa mı,
Hangi zalim nerden gelir?
Gün görmedi ki bu fani,
Niye her yanda zebani?
İnsan gibi insan hani?
Hangi pusu kime gelir?
Bir iyi insan görseydim,
Gördüğüm anda ölseydim,
Keşke cevabı bilseydim,
Hangi zulüm nerden gelir?
Doktor MBC
Rönesansını yaşamamış islamın terörü dünyayı sarıp sarmalamış durumda. Canlı bomba bedenine bağlı bombanın ipini çekince doğrudan cennete gideceğinden emin. Sırat köprüsü zebani ön bürosunda kendisine: -Peki lan, bu kadar masum insanı niye öldürdün? gibi bir soru yöneltileceğini hiç aklından geçirmeden çekip besmeleyi paramparça uçuyor gökyüzüne. Cennete gidip de oradan cep telefonu mesajı gönderen olmadığı için, ertesi gün başka birinin kendini aynı biçimde kurban etmesine engel olacak caydırıcı bir durum da yok. Cep telefonuna mesaj gelmediğine göre, cennete gittiği kesin diye düşünülüyor, o kesimce. -Din bir afyondur! Diyor Fidel Castro. Takılırsan, öyle uçarsın işte!
İnsanoğlunun Cennet'in kapısına neden eli alev kılıçlı bir zebani diktiğini öğrenmek son derece önemlidir. Cennet'e girebilmek için.
onun ne olduğunu bilmek yetmez, en içerdeki tapınağa girebilecek güçte olmak gerekir. Oysa, bu gizli tapınağı görmek yasaktır; Tanrı'nın en yüksek rütbeli rahibinin dışında, üç bölmeli kutsal tapınağa kimsecikler giremez. Musa'nın Tanrı'ya doğrudan doğruya bakmaması gerekir; Katolik inancında Tanrı masallaştırılmıştır. insanın bedeni ve ruhuyla Tanrı'ya yaklaşması, değmesi yasaktır,Tanrı'yı elinde alevden bir kılıç tutan zebani korumaktadır. Aslında, bu zebani insanın kendisinden başkası değildir: O, CANINI TEHLİKEDEN KORUMAKTADIR. ÇÜNKÜ BUGÜNKÜ YAPISIYLA, TANRI'YI TANISA YOKOLUP GiDER. Dolayısıyla, sevgiye, bilgiye, yeni doğan çocuklara, toplumculuğa ve çağlar boyunca mal alışverişine yaptığını Tanrı'ya da yapacaktır: Küçük Adam'ların yarattığı korkunç çarçur.
Eski bir zaaf bu. Kuyruğu dik tutma telaşı. Yenen yumruğu dahi acımadı ki tebessümüyle karşılama inadı. Ne uğursuz tebessümdür o, ne fena histir , insanı kendi cehenneminde zebani yapar.