"Söylediğim gibi her zaman kravatlıdır, sanki atkuyruğuyla bazen gördüğüm o yarı uzamış bıyığın verdiği bohem havayı telafi etmek ister gibi; bir tezat yani, orijinallik. Kıyafetleri çok düzgündür, klasiktir, zarif olmaya çalışıyor sanıyorum, ama o kadar başarılı değil. Belki de o şehvet akan suratıyla bu pek mümkün değil; nasıl açıklayabilirim bilmiyorum, etrafa cinsellik yayan suratlardan, çok abartılı; belki süksesinin bir nedeni de budur, adam buram buram cinsellik kokuyor. Daha uzaktan gördüğünde derdini anlıyorsun. En azından kadınlar anlıyor. Yüzsüzce bakar kadınlara, ölçüp biçer. Bir çırpıda tepeden tırnağa inceler, göğüslere, popoya, oturuyorsa bacaklarına açık açık diker gözünü. Yıllar önce Chicote'de, Cock'ta içeri giren kadınları bu şekilde süzdüğünü çok gördüm; uzaktan beni de böyle incelediği olmuştur; yanında bir erkek olup olmadığına aldırmaz. Beni pek cazip bulmadı herhalde ya da tarzının bana uymadığını anladı, hiçbir yerde bana yanaşmadı. Ranz'ın dediğine bakılırsa birinin avlanıp avlanamayacağını hemen anlarmış, kadına dişini mi geçirmek istediğini yoksa ilgilenmediğini mi anlaması daha da hızlı olurmuş."
Sayfa 283 - VI GölgeKitabı okudu
nasıl açıklayabilirim bilmiyorum, etrafa cinsellik yayan suratlardan, çok abartılı; belki süksesinin bir nedeni de budur, adam buram buram cinsellik kokuyor. Daha uzaktan gördüğünde derdini anlıyorsun. En azından kadınlar anlıyor. Yüzsüzce bakar kadınlara, ölçüp biçer. Bir çırpıda tepeden tırnağa inceler, göğüslere, popoya, oturuyorsa bacaklarına açık açık diker gözünü. Yıllar önce Chicote'de, Cock'ta içeri giren kadınları bu şekilde süzdüğünü çok gördüm; uzaktan beni de böyle incelediği olmuştur; yanında bir erkek olup olmadığına aldırmaz. Beni pek cazip bulmadı herhalde ya da tarzının bana uymadığını anladı, hiçbir yerde bana yanaşmadı. Ranz'ın dediğine bakılırsa birinin avlanıp avlanamayacağını hemen anlarmış, kadına dişini mi geçirmek istediğini yoksa ilgilenmediğini mi anlaması daha da hızlı olurmuş.
Sayfa 283 - VI GölgeKitabı okudu
Reklam
giyimine aşırı klasik olması dışında söyleyecek sözüm yoktu. Buna karşılık, yıllardır her yaştan erkeklerde yaygın olmakla, en azından ender rastlanmamakla birlikte, atkuyruğu klasik değildi (zaten yaş artık hiçbir konuda sınır teşkil etmiyor, modayla ve özentiyle mücadelesinde çoktan yenildi).
Sayfa 284 - VI GölgeKitabı okudu
Seri adımlarla Paseo del Prado'yu geçti, bir brasserie'nin önünde durdu; menüyü inceleyip camekânın arkasından, yansımaya engel olmak için elini siper ederek (iddialı şapkasının kenarı yeterli değil miydi?) içeriye göz attı; öğle yemeğini orada yemeyi düşünür gibiydi -ama "keko" yabancılar haricinde Madrid'de öğle yemeği için saat erkendi; belki yanılıyordum ve adam yabancıydı; öyle görünmüyordu gerçi; genel olarak görünümünde, özellikle yürüyüşünde, belki de pantolonunda kuşkuya yer bırakmayacak bir İspanyolluk vardı- o süre boyunca ben de yakındaki bir dükkânın vitrinine baktım;
Sayfa 296 - VI GölgeKitabı okudu
Yaptığı hareket tipik bir İspanyol hareketiydi; ben de bazen aynı şeyi yaparım; Londra'dayken benden başka bunu yapan yokmuş duygusuna kapılıyordum; Madrid'de o kadar değil; gerçi istediğimize bakmaya cüret eden, özellikle bizi gören yoksa ya da baktığımız kişinin sırtı dönükse taciz etmediğimizi, rahatsızlık vermediğimizi bilerek bakan erkekler olarak sayımız giderek azalıyor; özgürlüklerin giderek kısıtlandığı çağımızda bağnazlar birçok kez istemsiz olan bakışlara bile baskı uyguluyor. Onunki o delici, rahatsız edici, kirpiksiz, ayrık, bilye gibi koca kara gözleriyle hızlı, değerlendiren ve yüzsüzce bir bakıştı; kadınları süzerek değerlendirmesi konusunda Cristina'nın söyledikleriyle aşağı yukarı tutarlıydı bakışı; gerçi belki de o kadar değildi, ben de bazen uzaklaşmakta olan bir popoya, bacaklara aynı şekilde, belki o kadar delici olmayan ve ölçmeyen, biraz daha alaycı ya da eğlenen bakışlar yöneltirim. Onun gözlerinden salyalar akar gibiydi.
Sayfa 297 - VI GölgeKitabı okudu
ben de bazen uzaklaşmakta olan bir popoya, bacaklara aynı şekilde, belki o kadar delici olmayan ve ölçmeyen, biraz daha alaycı ya da eğlenen bakışlar yöneltirim. Onun gözlerinden salyalar akar gibiydi.
Sayfa 298 - VI GölgeKitabı okudu
Reklam
543 öğeden 351 ile 360 arasındakiler gösteriliyor.