Eğer bir kadın sevgisini sevdiği adamdan aynı beceriyle saklarsa adamı elde etme fırsatını kaçırabilir, o zaman dünyanın da haberi olmadığına inanmak zayıf bir teselli olur. Hemen her ilişkide öyle çok minnet ya da gösteriş duygusu vardır ki bir şeyleri kendi haline bırakmak emniyetli olmaz. Hepimiz serbestçe başlayabiliriz... hafif bir eğilim gayet doğaldır, ama pek azımızda cesaret verilmeden gerçekten aşık olacak yürek vardır. On vakadan dokuzunda kadın için doğru olan hissettiğinden daha fazla sevgi göstermektir.
Aslında nereden başlayacağımı bilemiyorum ama okuduğum en sıradışı kitaplardan biri. Sevdiğim bir yazar olan Paulo Coelho, bu kitabında bana göre mutsuzluğun ne demek olduğunu açıklayıcı bir şekilde anlatmıştır.
Veronika hayatının en iyi döneminde depresyona girer. Bununla birlikte, Veronika aslında sadece birinin ona sevgi göstermesini ister. Küçüklüğünden beri tek başına ve yapayalnız biri olarak hayatına devam ederken bir gün intihar girişiminde bulunur ve gözlerini açtığında kendini akıl hastanesinde, bir hasta olarak görür.
Dahası, hiçbir koşulda babasını yargılama hakkı olamaz bir evladın; özellikle benim gibi bir evladın, özellikle senin gibi bir babayı... Özgürlüğümü hiçbir zaman kısıtlamamış senin gibi bir babayı...
"Şu dünyayı adamakıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adamakıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki? Yaşadığımızın farkına varamayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz?"