Zehra S.

Uyanmış iniyor rüyanın öte yakasından aşağı.
Reklam
Demek bu yüzden burada değil diye geçirdi içinde Orr. Gri olarak doğmuş olamazdı o. Onun rengi, o kendine özgü kahverengi tonu bir rastlantı değildi, kişiliğine içkin olan bir şeydi. Onun öfkesi, utangaçlığı, pervasızlığı, şefkati, bunların tümü de bir karışım olmasının, melez tabiatının bir parçasıydı; tıpkı aynı anda hem koyu hem de alabildiğine şeffaf olan Baltık Amberi gibi.
Sayfa 155 - metis
Robert Boyle "insan sahip olmak ve doğayı yönetmek için yaratılmıştır" dediğinde kesinlikle her insanı değil Avrupalı insani kastediyordu. Çünkü boyle'da ve hatta özgürlük filozofu john locke'ta avrupalı olmayanlar koşulsuz olarak bu insanlık kategorisine dahil değillerdi. Locke'un özgürlüğe ve özgürlüğü korumak için anayasal garantilere taraf olmasi, Beyaz Adam için geçerliydi.
Sayfa 169

Reader Follow Recommendations

See All
İnsanın kadir-i mutlaklığı üzerinde yaşadığı arzı tahrip edebilirdi; Ancak Tanrı kendisine aynısını yapmaya ruhsat veremezdi ve vermeyecektir.
Sayfa 168
Tanrı'yı yerinden eden bilgi, aynı şekilde kadir-i mutlak olur; ancak bir farkla: Tanrının iyi olması ve iyiyi yapması muhakkak iken insanın vazifesi nasıl yorumlanırsa yorumlansın, onun örneğini takip etmekti, onun kadir-i mutlaklığı, bu iyilikle merbuttu.
Sayfa 167
Reklam
Tanrı Ruh'tur ruha ise ancak ruhun içinde tapınmak gerekir.
Günah şimdi onlara sönmüş lambanın yanında duran ve Rabbin kapısı önüne ağlayıp yakaran aptal bir bakire gibi geliyordu...
Sayfa 265
Magdelana, çöle manastıra gidip senin için dua etmekten başka çarem yok. Dua güçlüdür. Dediklerine göre, savaşta Musa ellerini göğe kaldırdığı sürece, Beni İsrail, fetihlerde bulunmuş. Yorulup da aşağıya indirdiğinde yenilgiye uğramışlar... Magdalena, ben gece gündüz göğe uzatacağım ellerimi.
Sayfa 157
Meclis, gereksiz bir şekilde papazlardan din ve devlet arasında kaba bir tercihte bulunmalarını istemiştir. Bu bir kişinin aynı anda hem gerçek bir fransız hem de hakiki bir katolik olamayacağı anlamına gelmekteydi.
"Ve ben böyle düşünüyorum, ey ulu kişi! kimse öğretiyle kurtuluşa kavuşmaz. Kimseye, ey saygıdeğer kişi, ilham saatinde senin neler yaşadığını sözle olsun öğretiyle olsun aktaramaz, anlatamazsın!"
Sayfa 43
Reklam
"Om yaydır, ruh da ok, Okun hedefi Brahman, Nişan almalı hedefe durmadan."
Sayfa 18
Bir şey daha öğrendim dedi breuer. sanki özgürmüşüz gibi yaşamak zorundayız yazgımızdan kaçamasak da onun karşısına dikilebilmeliyiz. Alınyazımızı kendi irademizle yaşamalıyız.
Sayfa 385
Her şeyden önce ise, tanrının ismi olan kelime, onun özünün ve etki gücünün bilfiil bir parçasını teşkil eder. İsim, içinde her özel tanrının varlığını sürdürdüğü ve etkili olduğu bir güç-alanına işaret eder. O zaman, duada, ilahide ve bütün dini konuşma formlarında, her tanrının, onlara tahsis edilmiş olan isimlerle adlandırılmasına özen gösterilip dikkat edilmesi gerekir. Çünkü tanrı, ona sunulan istekleri, sadece doğru biçimde çağırılırsa kabul eder.
Goethe'nin Dichtung und Wahrheit (Edebi Eser ve Hakikat) eserinin çok bilinen bir yerinde şöyle söylenir: "Bir insanın öze! ismi, sadece insanın etrafını çevirmiş ve gerektiğinde çekilebilecek ve yırtılarak çıkarılabilecek bir örtü gibi değildir; tersine, mükemmel yakışmış bir elbise; hatta tamamen insanın kendisinde kök salmış, insanı yaralamadan ondan sıyrılamayan ve kazınamayan deri gibidir."
Ritüel nitelikli eylemi, salt bir tasarım içeriği olarak inanma içeriğiyle açıklamak yerine, karşıt yolu tutup gitmek; yani teorik tasarım dünyasına ait ve salt haber ya da inanılmış anlatı olan şeyi, mitosta, insanın eylemi, duygulanım ve istemesi üzerinde doğrudan doğruya etkili olan bir şeyin dolaylı bir yorumu olarak anlamak zorundayız. Fakat böyle kavranınca, her rit, esas itibariyle aslen salt "alegorik'', taklit ya da temsil edici bir anlama değil, tamamen bilfiil var olan bir anlama sahip olur: Ritler etkilenme olgusunu öyle ortaya koymuşlardır ki, onlar bu olgunun vazgeçilmez bir parçasını teşkil etmektedirler
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.