Tüm hayatım boyunca sürekli yerimin alındığını fark ettim,belki de aramış olmam gereken konumu bulmaya çalışmadığımdan.Bütün hastalıklı insanlar gibi,ben de çekingen,ürkek ve hassastım.Dahası,belki aşırı özbilinçlilik sebebiyle,belki de genel olarak kişiliğimin talihsiz dökümünden dolayı düşüncelerim ve duygularım arasında,ve bu düşüncelerin ve duyguların ifadesinde bir tür açıklanamaz,akıldışı,aşılması imkansız bir engel vardı;ve ne zaman bu engeli aşmaya,bu duvarı yıkmaya kalkışsam,hareketlerim,surat ifadem,tüm varlığım acı verici bir kasılmanın görüntüsüne bürünüyordu.Ve ben yalnızca öyle görünmekle kalmıyor,doğrudan doğruya tuhaf ve yapmacık oluyordum.Bu halimin farkındaydım ve hemen kendi dünyama çekiliyordum.Sonrasında içimde berbat bir huzursuzluk başlıyordu.En ince ayrıntısına kadar kendimi inceliyor,başkalarıyla karşılaştırıyordum,içimi dokmek istediğim insanların sözlerini,gülüşlerini,bakışlarını hatırlıyordum,her şeyi en kötü şekilde tasarlıyordum,herkes gibi olma özentiliğimle öç alırcasına dalga geçiyordum ve bir anda kahkahalarımın ortasında umutsuzluğa düşüyor,anlamsızlık batağına saplanıyordum ve sonra daha önce de olduğu gibi,delicesine bir o yana bir bu yana savruluyordum.Bu türden bezdirici ve boş talimlerle geçiyordu günler.Peki,lütfen artık söyleyin bana,böyle bir adam ne işe yarar?