Zeki kadin olmazsa yaninda hic kadin olmasa daha iyi, kadinin salağı da hic cekilmiyor :) yalniz dusunmek okumak hayal etmek daha guzel.
Zeki erkekler Mutlu olabilmekk için tek bir kadın seçerler Çünkü bilirler ki Mutluluk birden fazla kadınla olmak degil Birden fazla mutluluk yaşatan tek bir kadınla olmaktır...
Reklam
Her prototipteki insan o prototipe uymayan biçimde tutumlar sergileyebilir. Başörtülü genç bir yardımcı kadın pekala hazırcevap ve zeki olabilir. Biraz şiveli konuşan sakallı ve dindar bir erkek Jung okumayı seviyor olabilir. Kendini çok geliştirmiş, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek bir psikiyatrist içsel çatışmaları nedeniyle acı çekiyor olabilir.
BİR TUTAM ANARŞİSTLİK.
Herkese kısa bir aradan sonra merhaba. Yazıma yine size bir soru sorarak başlayacağım: Anarşistlik nedir? Anarşist kime veya kimlere denir? Siz de kendinizi bir anarşist hissediyor musunuz? Anarşist denince akla doğrudan kaos ve kötülük gibi olumsuz çağrışımlar geliyor, değil mi? Bugün size farklı bir bakış açısı sunacağım. Anarşizmin Tarihi
Aşk mı yoksa eksikliğini hissettiğimiz şeyleri tamamlama çabası mı?
Konuyu Zeki Demirkubuz'un Kader Filmi üzerinden ele alacak olursam tüm hayatını aşkı için feda eden Bekir'in yolculuğunu anlatıyor film. Başta sessiz ve içine kapanık olan Bekir filmin sonlarına doğru Uğur'a duyduğu aşkı uğruna öngörülen karakter gelişiminin tersine bir gelişim gösteriyor. Bu noktada Uğur karakterine değinecek olursam Bekir'in tam tersine cıvıl cıvı, yeri geldiğine dişlerini sıka sıka hakkını savunan bir kadın. Peki Bekir'in peşinden koştuğu Uğur mu yoksa Uğur'a biçtiği anlam mı? Aslında kimi zaman kendimizde eksik olan tamamlamaya çalıştığımız unsurlar, algımıza takılmaya pek bir eğlimli olur. Filmde başta sessiz ve özgüvensiz olan Bekir bir gün dükkana gelen Uğur'a kalbini kaptırıyor ve sadece resmine bakarak zaman geçiriyor, bir eylemde bulunmuyor. Bekir aslında burada adını"aşk" koyduğu bu duyguda kendisinde eksik olan parçanın arayışına giriyor olabilir mi? Sokrates bu durumu  Diotima‟nın sözleriyle şu şekilde açıklıyor: Diotima‟ya göre “aşk şeylerin aşkıdır”. Bu şeyler bir aşığın “kendisinde eksikliğini duyduğu şeylerdir”. Aşkın konusu, âşık kimsenin arzuladığı şeyler, onun sahip olmadığı ve yoksun olduğu şeylerdir. Diotima‟ya göre, aşkın bir yoksunluk olduğunu düşünen kimseler için “eros” bir Tanrı olamaz, çünkü “eros” yoksunluk içindedir, iyi ve güzel şeyler ister.
Birisi bana: "Hocam sen kadınlardan anlarsın. Bir gönül meselesi var, bana akıl verir misin?" dedi. Anlıyor muyum bilemem ama sana şu kadarını söyleyeyim: -Aptal kadınlardan istediğini, -Akıllı kadınlardan hak ettiğini, -Zeki kadınlardan tomografini, -Bilgili kadınlardan otopsini alırsın. Kapasiten nedir ben bilmem ama kadınlar bir ilişkide kapasiteye bakarlar. Kendilerinden düşük birini yanlarında istemezler. Gerçekle yalanı hissederler. Tip önemli değil deseler de önceliklerinden biridir. Çok değişken ruh halleri vardır, ben sıkıldım deyip gidebilirler. İlişkiyi yöneten olmak isterler v.s dedim. Hocam sormadım farz edelim dedi :)) ☆☆☆☆☆
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.