Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zekiye KAFALİ

Sabitlenmiş gönderi
Rüveyda, ben sendeyim, sen bendesin Rüveyda
Ömrün ne sonundayız, ne de henüz başında Otuz üç yaşındayız, hep otuz üç yaşında
Reklam
İKNA VE ZORLAMA
Propaganda en çok, hayal kırıklığına uğramış kişiler üzerinde başarılı olur. Bu kişilerin zonklayan korkuları, umutları ve ihtirasları mantıklarının önüne yığılarak kendileriyle dış dünya arasına girerler. Bu kişiler ancak zaten hayal ettikleri şeyleri görürler ve propagandacının ateşli sözlerinde kendi ruhlarının nağmelerini duyarlar. Hüsrana uğramış kişiler için, kusursuz mantıkla birleşmiş net sözlerdense, tutkulu laf salatalarında ve tumturaklı nakaratlarda kendi hayallerini saptamak ve dalgın düşüncelerinin yankısını işitmek daha kolaydır.
Taklit
Tam anlamıyla birlik ve beraberliğe ulaşmış bir toplumun üyelerindeki taklitçilik, o topluma büyük bir esneklik ve uyarlanabilme gücü sağlar. Böyle bir grup hayret verici bir kolaylıkla yenilikleri kabul edip doğrultusunu değiştirebilir. Beraberlik ruhu taşıyan Japonya veya Türkiye’deki hızlı modernleşme, beraberlik ruhu taşımayan Çin, İran ve diğer ülkelerdeki yeni yaşam tarzlarına yavaş ve sancılı uyum süreçleriyle karşılaştırılırsa, aradaki büyük fark kolayca görülebilir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nefret
Kesin inançlı kişinin, özellikle de dindar bireyin görünürde alçakgönüllü biri olduğu izlenimi bir şekilde hüküm sürer. Fakat gerçek şudur ki, benliğini teslim etmek ve nefsini itaatkâr kılmak, gurur ve kibir doğurur. Hal böyle olunca kesin inançlı kişi kendini ayrıcalıklı, dünyaya nur saçmaya gelmiş bir kişi, uysal görünüşlü bir prens ve bu dünyanın ve cennetin mirasçısı olarak görmeye meyilli olur. Onun inancında olmayan kişiler kötüdür ve söylediklerine kulak asmayanlar kahrolacaklardır.
Nefret
Nefret ettiğimiz kişilere haksızlık yapmak, nefretimizin ateşini körüklemek anlamına gelir. Tersinden söylersek, bir düşmana asil bir davranışta bulunmamız, ona duyduğumuz nefreti köreltmek demektir.
Reklam
Nefret
Her küstah sözün ve eylemin ardında ve ben bilirimciliğin her tezahürünün ardında bir vicdan azabı yatar.
Nefret
Ben bilirimcilik, kendi içimizdeki suçluluk duygusunun sesini kısmak için yükseltilmiş bir patırtıdır.
Nefret
Kendimizi bir kişiye yönelik şiddetli bir nefretle doldurmanın belki de en kesin yolu, o kişiye ağır bir haksızlık yapmaktır. Başkalarının bize yönelik haklı bir şikâyeti olması, onlara yönelik haklı bir şikâyetimiz olmasına kıyasla, onlardan nefret etmek için çok daha kuvvetli bir gerekçedir.
Nefret
İnsanda, kendini aşağı görme duygusu, “düşünülebilecek en haksız, en cani hırsları yaratır; çünkü o, kendini suçlu bulan ve kusurlu olduğuna kendini ikna eden hakikate karşı, öldürücü bir nefret duyar.”
Nefret
Haklı şikayetlerimiz olması halinde bile nefretimiz, haksızlığa uğramamızdan çok acziyetimizin, yetersizliğimizin ve korkaklığımızın, diğer bir deyişle kendimizi aşağı görmemizin bilincinde olmamızdan ileri gelir. Kendimizi bize eziyet edenlerden üstün görüyorsak büyük olasılıkla onları küçümser hatta onlara acırız, fakat onlardan nefret etmeyiz.
Reklam
Nefret
Haklı bir şikâyetimiz olduğu ve bize haksızlık yapanlardan intikam almak istediğimizde, bizim tarafımızı tutacak kişiler aramamız anlaşılırdır. Şaşırtıcı nokta şudur ki nefretimiz elle tutulur bir şikâyetten ileri gelmediği ve bu şikâyetimizin pek de haklı görülmediği durumlarda, müttefik bulma arzumuz daha da şiddetlenir. Bizi, bizim gibi nefret eden başkalarıyla birleşmeye iten şey esasen işte bu sebepsiz yere duyduğumuz nefrettir ve bu tür bir nefret, en etkili birleştirici etkenlerden bir tanesi olarak işlev görür.
Nefret
Genellikle, bir şeyi sevdiğimizde o şeyi bizimle beraber sevecek müttefikler aramayız. Sevdiğimiz şeyi sevenleri rakip ve saldırgan olarak görürüz. Fakat bir şeyden nefret ettiğimizde hep müttefikler ararız.
Nefret
Ortak nefret, en heterojen unsurları birleştirir. Ortak nefreti -hatta bir düşmanla bile- paylaşmak, onu bir yakınlık duygusunu bulaştırmak ve dolayısıyla onun karşı koyma gücünü zayıflatmaktır.
Nefret
Kitle hareketleri bir Tanrı’ya inanmaksızın doğabilir ve genişleyebilir, fakat bu bir şeytan inancı olmaksızın asla gerçekleşemez. Bir kitle hareketinin gücü şeytanının canlılığı ve elle tutulurluğuyla genellikle doğru orantılıdır. Yahudilerin imha edilmesini arzu edip etmediği sorulduğunda Hitler şöyle cevap vermişti: “Hayır… İmha edersek onları icat etmemiz gerekecektir. Sadece soyut değil, cismen de mevcut bir düşmanımızın bulunması esastır.”
Nefret
Birleştirici etkenlerin en kolay bulunanı ve en geniş kapsamlısı nefrettir. Nefret, bir insanı kendi benliğinden koparıp ayırır, ona gönencini ve geleceğini unutturur, onu kıskançlıklardan ve yalnızca kendisini düşünmekten kurtarır. Kendi benzerleriyle kaynaşarak tek bir ateşli kitleye katılmak için yanıp tutuşan, anonim bir parçacığa dönüşür.
Sayfa 118 - gönenç: bolluk, rahatlık ve varlık içinde iyi yaşama; refahKitabı okuyor
Ay Anam
Senin yitik yılların ömrümün mehtabıdır Bir uzan da, üstüme çöken dağları kaldır Bebeğini yeniden beşiğine koy Anam Dört yanımdan devlerle sarılmışım vay anam
1.392 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.