Kendime ağırlık yaptığımı hissediyorum,evet,bilinçlenmeye mahkûm olmaya benzeyen bir ağırlık veriyorum üzerime, ansızın ortaya çıkan, vaktini hisseden ile görenin arasında,uyuklayarak gidip gelmekle geçirmiş, gerçek bireyselliğin kavramı bu.
İçimde tek bir istek var,tüm varlığım tüm yetilerim bu isteği gerçekleştirmek için çırpınıyor;o kadar uzun zamandır o kadar yılmadan bu isteğime kavuşma özlemi içindeyim ki,hiç kuşkum yok, bu olacaktır,hem de çok geçmeden;çünkü bu istek tüm varlığımı kemirip tüketti.
Bu dünyadaki insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı.
Ey kör! Aç gözünü de düşlerden uyan. Simurg'u göremesen de bari küçük bir serçeyi gör. Kaf dağına varamasan bile hiç olmazsa evinden çıkıp kırlara açıl; böcekleri,kuşları,çiçekleri ve tepeleri seyret. Bırak dünyanın haritasını yapmayı! Daha hayattayken bir taşı bir taşın üstüne koy.