Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
zeliha
zeliha
@zeliha_acar_
bir kaçış kitabı
Yakmak bir zevkti cümlesi ile başlayan yazıldığı dönemden sonrasını görmeye çalışmış ve bunu başarmış Ray Bradbury, yarattığı bu distopik eserde bizleri korkuyla sarıp sarmalıyor. Kitabı okuduktan sonra sizi bir kaçma eyleminin ortasında bırakabilir. Neyden peki? Aptal kutularından, çevreden ve belki kendimizden. Nereye gideceğiz peki, neye
garip bir zaman yolculuğu
Gerçekten gelecek insanoğlunun planladığı, düşündüğü gibi mi olacak? Tüm bu teknoloji, bilim, uzay yatırımları gelecekte sonuç verecek mi? Hepimizin buna bakış açısı bambaşka olur değil mi? O zaman bakalım H.G. Wells bu konuda ne düşünüyor.
Söyle bir düşünsenize zamanda yolculuk yapabildiğinizi. Kendi istediğimiz bir zaman dilimi seçip oraya
sevdiğine kavuşamamanın intiharı
Kitap evli bir kadın olan Charlotte'ye aşık olup aşkına karşılık alamadığı -gerçi sonlara doğru pek öyle olmuyor - için yaşamına son vermeyi aklına koymuş Werther'in satırlarından oluşuyor. Burda ahlaki kısma girmeyeceğim zira aşkın ne zaman, hangi şartlarda karşımıza çıkacağını öngöremeyiz neticede. Sadece yanlış zamanda da olsa çıkan aşkı her iki tarafa da zarar vermeden sürdürürsek doğru olan olmuş olur.
Kitap oldukça romantik ve melankolik bir havaya sahip. Ama burda neredeyse tüm satırlarda fark ediyoruz ki Werther aşkına karşılık alamamasından dolayı intihar etmeyi kafasına öyle koymuş ki! Özelikle, "Sen dünyanın en iyi kadını bu satırları okurken son dakikalarında dâhi seninle konuşmaktan başka bir şeyden keyif alamayacak bu huzursuz ve mutsuz adamı, soğuk bir mezar taşı örtüyor olacak!" cümlesi beni çok etkiledi. Yani sevdiğine kavuşamamak bir intihar sebebi olmamalı değil mi?!
Kitap yayınlandıktan sonra çok büyük etki uyandırmış. Öyle ki intihar vakaları artmış ve bu yüzden kitabın basımı bir süre yasaklanmış.
Kitabı okurken o kadar çok altını çizdiğim, beni tesiri altına alan cümleler oldu ki! Gerçekten okurken etkisi altına alabilecek bir kitap. O yüzden okumanızı tavsiye ederim.
Kitapla Kalın!:)
Reader Follow Recommendations
Fareler ve İnsanlar
Bazı kitaplar olur, sadece sonu değil de tüm kitap boyunca sizi sarmalar, yüreğinize dokunur, büyük bir etki bırakır. Bu kitap da tam olarak böyle işte.
George ve Lennie hayatlarını devam ettirmek için ırgatlık yapan iki evsizdir. George ufak tefek bir adamken Lennie koca cüselli, zeka geriliği olan biri. George sürekli yeni işler bulurken Lennie'nin hatalarından dolayı hep işten atılırlar. George bazen bu yüzden ondan kurtulmak istediğini, onsuz hayatının daha iyi olacağını dile getirse de bunu yapmaz Lennie'yi yalnız bırakamaz.
George ve Lennie'nin bu hayatlarına tutunmalarının tek sebebi kurdukları hayallerdir. Evet, hayaller. Bizleri ayakta tutan, geleceğe umutla bakmamıza vesile olan, gerçekleştirmek için çaba sarf ettiğimiz hayaller. Gerçek yahut gerçek dışı fark etmeksizin. George ve Lennie'yi de tam olarak hayallerini kurdukları; toprakları, evi, hayvanları ve tabii ki tavşanlarıdır. Ahh Lennie ve tavşan sevdası!..
Kitap; yoksulluk, ırkçılık, hırs, vefa, dostluk, saflık gibi birçok duygulara değinerek kısa olmasına rağmen dolu dolu geçen bir kitap. İnsanların bir amacı olmadan sadece karın tokluğu için çalışıyor, kötü yerlerde yatıyor, berbat yiyecekler yiyor oluşundan ötürü fare benzetmesi yapılmış.
Kesinlikle okurken etki bırakacak, düşündürecek bir kitap. O yüzden okuyun ve okutun.
Kitapla Kalın!:)
bir beklenti öyküsü de denebilir
Sanırım ilk defa bir Stefan Zweig kitabı okurken sıkıldım. Üslup olarak alışageldiğimiz bir Zweig üslubu. Ki daima beğendiğim bir yazardır bu konuda. Ama kitabın başları özellikle o kadar sıradandı ki. Gerçekten yarım bırakmayı dahi düşündüm. Konu olarak eksikti bir şeyler bence. Madame de Prie'nin niçin saraydan atıldı kısımları daha uzun anlatabilirdi. Kitap hemen sürgün kısmı ile başlamamalıydı fikrimce. Ama son kısımlarda yine şaşırtmayı başarıyor. Kullandığı üslup daha oturmuş geldi gözüme son sayfalarda. Konu olarak da daha sürükleyici buldum. Madama de Prie'nin, yaşamına son verme isteği altında yatan gerçekler ve beklentileri.. Tabii o beklentiler gerçekleşecek mi bunu kendisi bilmeyecek, sadece öyle olacağını düşünüyor. Zaten tüm planları da bu yüzden yapmadı mı?Son sayfalar okuttu kendini. Zweig'in bu gücünü kendisinden aldığını hep düşünürüm. Stefan Zweig kitaplarının sonuna geldiğimde onun da yaşamının sonuna gelmişim gibi hissederim. Orda hep beni şaşırtacak bir şey beklediğini bilirim. Tıpkı kendisinin yaşamını bir intihar ile sonlandırması gibi. Kim bilir belki de Madame de Prie'de bir adet Zweig yatıyordur. Tıpkı diğer kitap karakterlerindeki gibi. Zweig ile kalın:)
