"İçimizde şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var..."
Sabahattin Ali'nin eserinde yazdığı bu muazzam sözüne ve bir kaç meşhur sözüne daha birçok sosyal medya platformunda denk gelmiştim daha önce.
Beni bu kitaba dair meraka sürükleyen, yazarın şahit olduğum sözleri ve kitaba duyulan yoğun ilgi oldu.. En çok rağbet gören kitaplar arasında yerini alan bu kitabı okuduktan sonra, neden bu denli ilgi duyulduğunu anlayıp hak verdim. Eski Türkçe kelimelerle kaleme alındığı için bi miktar akıcılığı engellemiş olmasi dışında olumsuz bir yorum yapamıyorum, zira kitap gerçekten çok başarılı!
Eser 1940 yılında yazılmış olmasına karşın, ele alınan konuların günümüzde hâlâ güncelliğini koruyor olması, kitaba olan ilgimizin kamçılanmasina neden oluyor..
Üzerinden nerdeyse bir asır geçmek üzere olan bu kitap, maalesef ki ülkenin; onlarca yıldır, siyasal olsun, toplumsal olsun, bir arpa boyu kadar ilerleyemeyişini de gözler önüne seriyor..
Eserden hayranlık duyarak alıntıladigim çok cümle/paragraf oldu. Hayatın içinden kopup gelen bir kitap diye nitelersem yanlış olmaz diye düşünüyorum, zira insanın bu kitapta da kendinden, hayatından ileri gelen tanıdık birçok şey bulması çok olası..
Kitap, baştan sona kadar etkileyici ve ilgi uyandırıcıydi. Betimlemesi olsun, anlatım dili olsun (eski Türkçe kelimelerin kullanıldığı yerler hariç :) ) akıcı ve insanı sıkmayan bir anlatım tarzına sahipti.
Mutlaka okumanızı öneririm.
Keyifli okumalar dilerim. Kitap ile kalın.. :)