Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Sen gerçekten de bir zenci hayranı değilsin ama değil mi?" "Yoo, öyleyim. Herkesi sevmek için elimden geleni yaparım... Açıklaması zor ama birinin sana kötü olduğunu düşündüğü bir isim takması asla bir hakaret değildir, kızım. Bu sadece sana o kişinin ne kadar seviyesiz olduğunu gösterir ve seni incitmez. O yüzden Bayan Dubose'un seni üzmesine izin verme. Onun yeteri kadar sorunu var zaten."
"Sen gerçekten bir zenci hayranı değilsin değil mi ama" "Yoo, öyleyim. Herkesi sevmek için elimden geleni yaparım.. Açıklaması zor ama birinin sana kötü olduğunu düşündüğü bir isim takması asla bir hakaret değildir, kızım. Bu sadece sana o kişinin ne kadar seviyesiz olduğunu gösterir ve seni incitmez. O yüzden, Bayan Dubose'un seni üzmesine izin verme. Onun yeteri kadar sorunu var zaten. "
Sayfa 142 - AtticusKitabı okudu
Reklam
_Hissedebileceğiniz en güzel şey, hayatın esrarlı tarafıdır. Sanatın ve bilimin beşiğinde, bu ana duygu vardır. Onu bilmeyen, dünya karşısında şaşkınlık ve hayranlık duymayan kimse, ölü gibidir. _Delilik şüphesiz aptallıktan daha iyidir, delilik var olmuş bir zekânın yok oluşudur. Aptallık ise var olmamış bir zekânın var olmamaya devam
bence de
"Zaman sorunu mu?... Zaman mı? Zamanımız yok ki! Hepimiz öleceğiz..."
Sayfa 161
Berkes ile Amerikalı doktor arasında geçiyor konuşma
Doktor, vapurunun durduğu limanın ülkesinde başka bir dinden olan insanlara uygulanan eylemlerle değil de, bilmem kaç yıllık Ermeni sorunu ile ilgileniyordu. "Siz bir bilim adamısınız. Doktor olmuşsunuz. Kulaktan dolma şeylere kapılmaması gereken bir bilimin adamısınız. Eğer gerçekten dün ve bugün olagelen kötü olayların iç yüzünü öğrenmek isteği ile gelmişseniz, gün ve saat kararlaştıralım, bir . yerde ya da burada buluşalım. Ben size Ermeni olaylarını bildiğim kadar anlatırım, siz de bana bugünlerde çok duyduğumuz ülkenizdeki zenci olaylarını anlatınız.
Gerçekten de, içinde yaşadığımız bu hızlı iletişim çağında, iktidar sahip­lerinin vicdan azabını ussallaştırmak adına çabucak bir­ takım "sorunlar" kurgulanıyor: Amerikalılar Vietnam ve Kamboçya'da yol açtıkları sorunlardan "Doğu Asya Sorunu" olarak söz ederken Doğu Asyalılar bunları daha gerçekçi bir bakışla "Amerikan Sorunu" olarak görebilir; sözde "Yoksulluk Sorunu", kentlerdeki gecekondularda veya kırsal çöplüklerde yaşayan ve sorunun dolaysız mağduru olanlar tarafından "Zenginlik Sorunu" olarak nitelendirilebilir; benzer bir ironi, gerçekte Beyaz Sorunu olan şeyi karşıtı olan Zenci Sorunu'na dönüştürür; aynı ters mantık, bizim şu anda üzerine eğildiğimiz "Kadın Sorunu" açısından da geçerlidir.
Sayfa 44
Reklam
Yani gerçekten bir Doğu Asya Sorunu, Yoksulluk Sorunu, Zenci Sorunu ve tabii ki bir Kadın Sorunu olduğunu baştan kabul etmiş durumdayız. Ama kendimize öncelikle bu "soru"ları kimin soru haline getirdiğini, kimin sorduğunu ve sonra da bu tür sorula­rın nasıl bir işlev taşıdığını sormamız gerekiyor.
Sayfa 43
Blore ağır ağır, "Bu havada mı?" diye sordu. Yağmur yeniden yağmaya başlamıştı. Rüzgâr da hızını arttırmıştı. Yağmur damlalarının ve rüzgârın sesi onları deli etmek üzereydi. Önceden aldıkları bir karara göre odadan sadece bir kişi dışarıya çıkabiliyordu. Diğer dördü onu oturma odasında bekliyorlardı. Lombard oldukça sakin bir sesle konuştu. "Bu sadece bir zaman sorunu! Hava açacak. O zaman bir şeyler yapabiliriz. İşaret vermek, ateş yakmak, sal yapmak gibi bir şey." Armstrong ani bir kahkahayla Lombard'ın sözünü kesti. "Demek zaman meselesi?.. Zaman ha? Zamanımız yok ki! Hepimiz öleceğiz burada..."
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.