Kitap, ismi üzere 3 tane hikayeden oluşuyor.
* İsa Flandre'da
Bu hikaye zor hava koşullarında tekne ile yapılan bir deniz yolculuğunu konu ediyor. O kadar gerçekçi bir anlatım var ki o fırtına içinde ki yolculuğu, deniz de oluşan dev dalgaları sizde hissediyordunuz. Bu teknenin yolcuları tıpkı hayatın içinde olduğu gibi zengin, fakir, yaşlı, genç, çocuk, kadın, anne, erkek, doktor, "yabancı", sivil, asker gibi insanlığın farklı temsilcilerinden oluşuyor. Yolculukları sırasında çıkan fırtınada bu yolcular iç hesaplaşmalarını yapmaya başlıyorlar. Bu sırada bakın zengin yolcu ne yapıyor:
"Burjuva, altın torbalarının üstüne diz çökmüş yalvarıyordu:
Anvers'de bulunan kurtarıcı Meryem ana, beni bu badireden kurtarırsanız, size bin liralık mum ve bir altın heykel adıyorum." Sayfa 13
* Dinsizin Ayini
Bir cerrah olan ve inançsız bilinen Desplein'in hikayesini anlatıyor. Hikayenin yıldızı ise bir yan karakter olan Bourgeat. Desplein'in onun hakkında ki sözü:
"Bourgeat'daki imanın gelip şu kafacığıma yerleşebilmesi için bütün servetimi verirdim." Sayfa 69
* El Verdugo (Cellat)
Diğer iki hikaye kadar ilgimi çekmedi. Bir Fransız subayı ve asilzade bir İspanyol ailesinin trajik hikayesi.
İlk iki hikaye nedeniyle eseri tavsiye ederim.
Herkese faydalı okumalar dilerim.