Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeynep

Zeynep
@zeynepks_
Maltepe Üniversitesi/Psikoloji - İstanbul Üniversitesi/Sosyoloji
istanbul
77 okur puanı
Ağustos 2019 tarihinde katıldı
Türk milletinin davası yüksek milli şuur ve milli inanç, yani kuvvetli milliyetçilik içinde başarılacak davadır. Milliyetçilik yani Türkçülük ilkeleri içinde akıl, bilgi ve metodla calışarak sonu getirilecek bir konudur. Sihirli değnek davası değildir. Cumartesi günleri de tatil yaparak, genel evler kurarak ve turistlere hoş görünerek çözülecek dava değildir. Memlekette ne kadar beyinsizin öttüğünü anlamak için cumartesi tatili ve genel ev teklifi gibi ahmaklıklara (aynı zamanda ahlaksızlıklara) bakmak ve demokrasinin düştüğü sefaleti görerek toparlanmak lazımdır. Hüseyin Nihal Atsız
Reklam
Hele bir sosyalizm ilan olsun her şey güllük gülistanlik, öyle mi? Öyleyse yüzbinlerce insan neden ölümü göze alarak sosyalist ülkelerden kapitalist ülkelere kaçıyor? Neden hala dünyanin en ileri ülkeleri kapitalistler tarafında? Hüseyin Nihal Atsız
Millî sembollere saldıranlara dikkat edilmelidir: bunu cehalet veya hamakatlarından mi, yoksa gizli maksatlarından mı yapıyorlar? Millî sembol olan Oğuz Han’a dil uzatıldı mı, biliniz ki, o, bilerek veya bilmeyerek düşman için çalışıyor demektir. Millî sembol olan Bozkurt’a köpek diyenler için de durum aynıdır. Üstelik onlar aynada kendilerini görmektedir. Hüseyin Nihal Atsız

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Medenî insan milletçe kutlu sayılan canlı veya cansız varlıklara da saygılı davranır. Kutlu sayılan nesneler bayrak gibi, arma gibi, millî marş; gibi, şeref ve namus gibi şeylerdir. Hayvan için bütün bunlar, bu arada bayrak da değersiz bir şeydir. Çünkü yetmez. Şeref ve namus diye bir duygu veya içgüdünün hayvanda bulunmasına imkan yoktur. Hayvan milli sembolü de bilmez. Çünkü hem millet değildir, hem de millî sembol onun için taş ve ağaç gibisinden herhangi bir nesnedir. Hüseyin Nihal Atsız
Bugün Kürtçülük safsatası yine hortlamıştır. Yalnız Millî Güvenlik Kurulu’nun değil, herkesin bildiği gibi Türkiye’de bağımsız Kürdistan kurmak isteyen bir güruh vardır. Bunlardan bir takımı Milli birlik Hükümeti zamanında tutuklanmış, sonra delil yetersizliğinden ve aflardan faydalanarak salıverilmiştir. İçlerinden bir tanesi senatör seçilmiş, fakat Amerika’ya kaçarak kürtçülük yapmaya başlamıştır. Kürtçüler, açıkça kürtçülük yapamayacakları için davalarını “Türkiye’nin doğusu davası” haline öne sürmekte ve Türkiye’nin doğusunun da “Türk” olduğunu unutmuş gözükmektedirler. Şimdilik yaptıkları başlıca iş, bir Türk davasının mevcut olduğu hakkındaki yayınlarıdır. Bu yayınla doğunun Kürt ülkesi ve Kürtlerin de mühim bir millet olduğu umumi efkâra kabul ettirmek istemektedir. Hüseyin Nihal Atsız
Reklam
Bizde de 1970’lerdeki olaylar, komünistlerin kendilerinden olmayan herkese faşist dediğini bir kere daha ortaya koymuştur. Yani Türkiye’de komünistlerin faşist dediği, komünizm karşısında olan kimseler, özellikle Türk milliyetçileridir. Hüseyin Nihal Atsız
“Faşist” demek bir devrin İtalyan milliyetçisi demektir. İtalyanca “facio” kelimesinden doğan bu sıfat, Musolini’nin İtalyan milliyetçi partisi mensuplarına alem olmuş, İtalyan milliyetçiliğine de “faşizm” denmişti. Milliyetçiliğin milletleri sardığı sırada hepsi ayrı ayrı adlar almış; Almanlar “nazi” (Nasyonal Sosyalist’ten kısaltma), İspanyollar “falanjist”, Belçikalılar “reksist”, Romenler “gardist” kelimesini kullanmıştı. Bu disiplinli ve komünist düşmanı milliyetçilik ilk önce İtalya’da çıktığı için hepsine birden “faşizm” demek âdet olmuştu. Hüseyin Nihal Atsız
Enver Paşa Tehciri Açıklıyor Ermeniler, düşmanlarımıza katıldıkları zaman başlarına neler geleceği hususunda iyice uyarılmışlardır. Üç ay önce Ermeni Patriğini çağırdım ve ona Ermeniler bir ihtilale başlar ya da Ruslara yardım getirirlerse başlarına geleceklerden onları korumaya gücüm yetmeyeceğini söyledim. Uyarımın hiç bir etkisi olmadı. Ermeniler isyana koyuldular ve Ruslar’dan destek gördüler. Van’da olup bitenleri biliyorsunuz. Ermeniler şehri ele geçirdiler, hükümet binalarına karşı bombalar kullandılar ve bir çok müslüman öldürdüler. Başka yerlerde de ayaklanmalar planladıklarını görmekteyiz. Böyle bir mücadeleye girişince, kendi vatanımızda bize arkadan saldırılmasına izin veremeyiz.
Batılılar tarafından kültür emperyalizmine maruz bırakılarak sömürüldüklerini anlamamaları için başlarının hiç bir zaman gailelerden kurtulmaması gerekmektedir.
Ermeniler, baskıya karşı isyan ettiklerini ileri sürmektedirler. Fakat Kafkas bölgesindeki hareketleri, bu iddianın temelinin bozuk olduğununu gösterir. Bilhassa meşhur şef Antıranik komutasındaki müfreze Nahcivan dolaylarında devamlı olarak katliamlarda bulunmuştur. Ermeni Terörü’nün Kaynakları
Reklam
Ermeni kuvvetlerinin, 1877 Rus Türk sınırı ötesine çekilmeleri ile bu bölgede yaşayan Müslümanlar aynı zalim muameleye tabi tutuldular. Sarıkamış'ta yol inşaatı için getirilen 1800 esir birbiri ardı sıra öldürüldüler. Sarıkamış, Kars, Kumru, Kağızman, Ardahan ve Ahilek bölgeleri kan sahneleri halini aldılar. Ermeni Terörü’nün Kaynakları
Sabrımız memleket için biline, Dileriz akıllar başa alına, Bir değil bin Arif feda yoluna, Başbuğ`um emrinde, emrindeyiz biz. Ozan Arif
Yıkıldın, yakıldın: 'devrim' dediler, Soysuzlaştırıldın 'evrim' dediler, Bozkurta it, ite 'yavrum' dediler.. Kalk, doğrul yerinden! Yürü, geç öne! Uyan ey! ... Kendine dönmeyi dene N.Y Gençosmanoğlu
Oğullar işkencede... Analar ağlamakta. Körpe yüreklere kan... Gencecik rüyâlara gözyaşı damlamakta. Demokrasi... Hak... Hukuk... karasevdâlıları... Şuracıkta.. Mamak'ta Vicdanları çürüten feryâdı duymamakta. Demek bazılarının hak, hukuk anlayışı Bazılarını insan yerine koymamakta! .. Meğer ne faziletler varmış ta bilmezmişiz Millî mukaddesatâ saygılı olmamakta (!) Vatan hainlerinin bile doldu çilesi; Vatanı sevenlerin çilesi dolmamakta... N.Y Gençosmanoğlu
Dilek yolunda ölmek Türklere olmaz tasa, Türk’e boyun eğdirir yalnız türeyle yasa; Yedi ordu birleşip kaşımızda parlasa Onu kanla söndürür parçalarız, yeneriz. Biz Turfanı yarattık uyku uyurken Batı Nuh doğmadan kişnedi ordularımızın atı. Sorsan şöyle diyecek gök denilen şu çatı: Türk gücü bir yıldırım, Türk bilgisi bir deniz. Delinse yer, çökse gök,yansa, kül olsa dört yan, Yüce dileğe doğru yine yürürüz yayan. Yıldırımdan, tipiden, kasırgadan yılmayan, Ölümlerle eğlenen tunç yürekli Türkleriz Hüseyin Nihal Atsız
199 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.