Zeynep

Tecrit, birçok hukuk sisteminde yasadışıdır; bunun nedeni ise, bir insanın yaşamındaki en önemli unsurlardan birinin sökülüp alınmasıyla ortaya çıkan hasarın, uzun süredir biliniyor olmasıdır. Bu unsur, başkalarıyla iletişimdir.
Reklam
Çünkü etkileşimden uzaklaşan beyin acı çeker.
Bu yansıtma ve taklit olgusu, ilginç bir gerçeğe ışık tutar: Uzun süre evli kalan çiftler, birbirlerine benzemeye başlarlar; üstelik süre uzadıkça, bu etki de kendisini daha güçlü biçimde gösterir.

Reader Follow Recommendations

See All
Çünkü kasıtlı olarak yapmasalar da, insanlar birbirini taklit eder.
Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolu, genellikle o şeyin yokluğunda dünyanın neye benzediğini görmektir.
Reklam
Güvenirliğin, yılların deneyimiyle öğrendiğimiz bir olgu olduğu varsayılır çoğunlukla. Ama bu türden basit deneyler bebeklik döneminde bile, dünyada yolumuzu bulmamıza yarayacak antenlerle donanmış olduğumuzu gösterir. Beyin, kimin güvenilir olup kimin olmadığını algılamaya yarayacak içgüdülere doğuştan sahiptir.
Tek bir kimliğe sahip olduğumuz halde tek bir zihne sahip değilizdir; birbirleriyle rekabet halindeki birçok güdünün birer toplamı olarak yaşarız. Kendimiz ve toplumumuz için daha iyi kararlar vermemiz ise, seçeneklerin beyinde birbirleriyle girdiği mücadeleyi anlamamıza bağlıdır.
Ancak, sağlıklı karar vermeye sıklıkla engel olabilen bir ayrıntı daha vardır: Hemen ulaşabileceğimiz seçeneklere, simüle etmekle kaldığımız seçeneklerden daha fazla değer atfetme eğilimindeyizdir.
Araba bayilerinin test sürüşü yapmanızda ısrar etmeleri, satıcıların eşyalara dokunmanızı istemeleri, hep bu yüzdendir. Yaptığınız zihinsel simülasyonlar, “burada ve şimdi” gerçekleşen bir deneyimle yarışamaz.
Duygularımız güçlü ve çoğu zaman da içgörülü bir seçmen kitlesi oluştururlar; onları seçimden dışlamak, yanlışlara yol açacaktır. Hepimizin robotlar gibi davrandığı bir dünya, daha iyi bir dünya değildir.
Reklam
Gerçek şu ki, bilinçli zihin , kendisinin kontrolü elinde bulundurduğuna ikna etmekte son derece ustalaşmıştır.
Sağa -ya da sola- dönme kararınız, aslında zaman içinde geriye; saniyeler, dakikalar, günler öncesine, ömrümüzün başlangıcına kadar uzanan bir karardır.
Bilinç, beklenmeyen bir şey olduğunda, bir sonraki adımımızı hesaplamaya ihtiyaç duyduğumuzda devreye girer. Beyin, işleri mümkün olduğunca otomatik pilot üzerinden yürütmeye çalışsa da, sürekli falsolu topların geldiği bir dünyada bu her zaman mümkün olmayabilir.
Bu organın görevi dünyayla ilgili bilgi toplamak ve davranışlarınızı buna uygun biçimde yönlendirmektir. Bilinçli farkındalığınızın devreye girip girmemesi, bu açıdan önemli değildir. Ve genellikle girmez de. Çoğu zaman, sizin adınıza alınan kararların fakında bile değilsinizdir.
Kendinizi bazı insanlardan daha fazla hoşlanır bulursunuz, ama bunun kesin nedeni üzerine parmağınızı basamazsınız genellikle. Bir neden vardır ama tahminen; ona erişimiz yoktur, o kadar.
255 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.