Zeynep Sude Maraş

Olan, yerdedir, olması gereken göklerde aranır. Ve ancak gecelerini yıldızların arasında geçiren uykusuz biri yeryüzünde Roma bile bir noktaya dönüştüğü için hayatın derdiyle dertlenmez, sevinciyle sevinmezdi. Onun nazarında dünyanın işleri hakiki değil sahteydi. Gölgeydi.
Reklam
Yazıcı köleyim ben. Sıfatımı ismimden sonraya bırakma. Beni onunla an onunla tamamla.
Hayallerimden dolayı beni kınama ve elimin yazdığına beni kefil tutma. Hiç bilmediğim bu sevincin sebebi sensin.

Reader Follow Recommendations

See All
2. Bakara Suresi 286
“Rabbimiz! Unutur veya hata edersek bizi cezalandırma! Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme! Rabbimiz! Kaldıramayacağımız şeyleri de bize yükleme! Günahlarımızı affet, bizi bağışla, bize merhamet et! Sen bizim sahibimiz ve yardımcımızsın. Kâfirler gürûhuna karşı bize yardım eyle!”
Hayatın gecesi, lambasını da beraberinde getirir.
Reklam
İLK HARF Tanrılar arasında insan yalnızlığı mı İnsanlar arasında insan yalnızlığı mı? Korkusu küçük düşürüyor hayatımızı. Ne diyordu ince şeylerin annesi "Ötekini oku, derinde dipte duranı."* Kilisenin bahçesinde mumdan bir harita Bütün göç yollarının iki ucuna tutunmuş "Geride kalmanın cezasıyım -diyor- Biliyor musun, hoyratlık değil de İncelik yakıyor canımı..." Bu kalabalıkta bu tenhalık- Sevgilim, bütün sözlerimi Mazlumların rüyasından seçtim ben. Budur, düşünmeden bildiğim Budur, ayaklarına serdiğim has bahçe....
İki denizde iki ayrılık usul usul ışıyor... Aynı arzuyla çınlıyor iki soğuk zaman. Ey uzaklığın salkım bıçakları... Gün başlıyor yalnız gövdede...
Odan başımda dönüyor.Pencerenden uzanan koru içimde uğulduyor. Sana ait ne varsa bir yaşama ayini. Zamanlar karıştı. Doğumum ne zamandı, ne zaman öldüm.Ödülüm neden cezam. Bir taş gibi susuyorum. Ey gecikmiş aşk, sen de bir yalnızlıksın bu yılkılık yalnızlıkta...
Sen bir deniz kıyısında gonca zamandın Ben eski şarkılardan eskiydim kimsesizdim İçimde dünyanın bütün akşamları Tuttum ağzının sabahına sözler söyledim Ey güzelliğin ölümden büyük yaşama gücü Yalnız ölenler unutur birbirini Seni sevmeye yeni başladım...
Reklam
Hayyam hiç öyle insan kaçkını birisi değildi. Şu sözler onun değil miydi zaten: "Istıraptan belin büküldüğünde,dünyanın üzerine ebedi bir gece çöksün istediğinde, yağmurun ardından ışıldayan yeşilliği düşün,düşün bir çocuğunun uykudan uyanışını."
Zirvesi gittikçe uzaklaşan mukaddes dağa tırmanmak, insanın taşıdığı parlayan meşalenin ışığı altında karanlığı yararak yürümektir
O; şaşırmamakta, hayranlık duymamakta,bilinmeyen karşısında korku hissetmemektedir. Kısaca o, ruhuyla yaşamamaktadır.
Görüyoruz ki insani mefhumu, insan zihninde ikili, neredeyse birbirine tamı tamına zıt iki anlam yaratır. "İnsanız." ifadesinin anlamı. "Hata yaparız, güçsüzüz, bedenseliz. "dir, "İnsan olalım." çağrısı; üstün bir şeylere sahip olduğumuzu, daha ulvi görevlerimiz olduğunu, bencilliğimizi bırakıp iyiliksever olmamız gerektiğini telkin eder. "Sen dünyevi olandan bahsediyorsun." diyerek azarlıyor İsa, Petro'yu; ilahi olanı insani olanın karşısına koyarak. İnsancıllık, insanilik, hümanizm;"İnsan" kelimesinden gelir ve daha üstün, ahlaki eğilimleri işaret eder. İnsan ismine aynı oranda bağlı mefhumların bu ikili anlamı, insanın fıtratındaki iki katmanlılıktan kaynaklanır. Bu katmanlardan birinin kökeni dünya iken diğeri "sema"dan gelir.
Sanıyorum ki Sovyet Şair Andrey Voznesenski'nin de gözünün önünde benzer gerçekler ya da benzer bir düşünce seyri olmalıdır ki kendisi şu hükme varmıştır: "Teorik olarak geleceğin bilgisayarları insanın yaptığı her şeyi yapabilecektir. İki şey istisna olmak üzere her şeyi: Onlar, dindar olamayacak ve şiir yazamayacaktır."
Neden "iyiliğin kökeni"ni incelemezler, araştırmazlar? Herkesin derdi "kötülük" ya da "iblisliğin kökeni". Eğer serseriler kötülük yapıyorsa bu onların tercih hakkı. Yani adamlar kötülüğü benimsemişler. İyiler de iyiliği... Ben kötülüğü yeğleyenler arasındayım. Yetke hiçbir zaman kötülüğe izin vermez ne yazık ki... İnsan kişiliği Koca Tanrı'nın en büyük eseridir. O bununla övünür. Kişiliksiz yaratıklar kişilik sahiplerini ezmeye uğraşırlar bu dünyada kardeşlerim. Çağdaş tarihimize bir göz atın. Bu makinelere karşı çıkıp onları bozmaya uğraşanlar hep kişilik sahibi, yüce yaratıklardır. Bunları anlatırken son derece ciddiyim kardeşlerim. Ben yaptıklarımdan zevk, mutluluk duyduğum için kötüyüm o kadar.
Reklam
"Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum..."
"Bana yalan söylediğinden eminim," dedi Füsun. "Bana olan saygın çabuk tükendi." "Bana yalan söylemeni isterdim aslında... Çünkü insan ancak kaybetmekten çok korktuğu bir şey için yalan söyler." "Senin için yalan söylüyorum elbette... Ama sana yalan söyle- miyorum. Ama istiyorsan, bundan sonra onu da yaparım. Yarın gene buluşalım. Olur mu?" "Tamam!" dedi Füsun.
"Artık tüm hayatım seninkine bağlı," dedi alçak sesle. Bu hem hoşuma gitti,hem de beni korkuttu.
"Sevdiklerimizi kaybedince, onların adlarını ruh çağırma oyunlarında taciz etmeyelim... Onun yerine , onları hatırlatacak bir eşya,ne bileyim, mesela bir küpe bile,bizi yıllarca çok daha iyi teselli edebilir."
Sayfa 137Kitabı okudu