Benim prensibim şudur beyler: Başarısız olursam yılmam; başarılı olursam, bu başarımı devam ettirmek için uğraşırım ve her ne olursa olsun hiç kimsenin altını oymam. Entrika çevirmem ve bununla gurur duyarım. Diplomasiden anlamam. Kuş, avcısına kendi ayağıyla gider derler. Doğru ve bunu kabul ederim: Ama bu meselede avcı kim, kuş kim? Sorulması gereken soru budur beyler!
Hicaz'daki son konuşmalarında Mehmed Zahid Hocamız cennet mekân şöyle buyurmuştu:
"Bu dünyada her şey boş. Padişahlık da boş zenginlik de boş, müridlik de boş şeyhlik de boş... Bütün mesele Allah'ın sevgili kulu olabilmekte!"
Clara Sánchez ortaokul yıllarımda okuduğum ve asla bıkmadığım bir kitap. Kitabı, kapağını çok beğendiğim için almıştım ve okumaya başladığımda basit bir aşk kitabı olmadığını anladım. Biraz tarihten alıntı çokça aksiyona bulanmış harika bir kitap. Kitabı okurken kendimi kaptırdığım nadide bir eser.
Onca güzel şairin ve belagat sahibi hatibin arasındayken sağır olduğum düşünüleceğine, cıvıldayıp şakıyarak basit şarkımı söylemeye, yahut dedikleri gibi, kuğular arasında bir kaz misali ıslık çalmaya cüret ettim.
Satranç ve sürekli ertelediğim o kitap. Yazarın son kitabı olması, yazdığı cümlelerde hissediliyor. Bir adamın hiçliğin ortasında gibi hissettiği bir odada hiç bir şey yapmasına izin verilmeden, pasif bırakılarak yapılan bir psikolojik işkence. Ve o işkencenin satranç ile tanışmasına sebep olup daha büyük bir işkenceye dönüşmesi. Satranç oynamanın hazzını okurken hissettim...
SatrançStefan Zweig · Can Yayınları · 2019236,6bin okunma
Çok merak ederek başladığım bir kitap değildi açıkçası. Yazarının diğer kitaplarını sevdiğim için okumak istedim bu kitabı. Kötü diyemem fakat beni fazla etkilemedi diyebilirim. Hırsızlığı bir zanaat olarak nitelendiren bir kitap ile ilk tanışmam. Açıkçası farklı bir bakış açısı ve bu hırsızlığın arkasında merak dolu bir koşuşturma, bu koşuşturmaya karışmış biraz acıma ve biraz da suçluluk.