En başta şunu ifade etmeliyim ki, uykunun bu kadar değerli ve hayatî bir konu olduğunu bu kitabı okumadan önce bilmiyordum. Hatta zamanı daha çok kullanma adına feda edilecek şeylerin başında uykuyu koyuyordum. Uykuyu daha az değerli görme sebeplerim arasında Ebu Gudde'nin "Zamanın Kıymeti" adlı harika eserinde bahsettiği alimlerin yaşam
İnsan potansiyelinin İbrahim'e kadar yanlış aktüelleştirilmesi iki şekilde tezahür etmiştir: İlk olarak varlıklara, somut anlamlarının dışında bir anlam yüklenememiştir. Yıldız sadece yıldız olarak görülmüş, kendi reel gerçekliğinin ötesinde bir varlığa işaret edecek sembolik değeri keşfedilemediği için, insanın öteleri kavrama kudreti
Düşünme fonksiyonu, zihnin diğer fonksiyonlarıyla hizada ve uyumlu şekilde çalıştığında yaratıcıdır ancak uyumluluk söz konusu olmadığında korku, endişe, stres gibi tepkisel düşünceler söz konusu olur.
\> Modernizmin arka vitrini..
●>15 y.y başlayan rönesans, aydınlık felsefesi ve birinci endüstri devrimi ve
Arkasında 1600-1650 yılların da yaşanan
bir dizi süreci ifade eder modernizm.
Bu dönem protestanlar ile katolikler
arasında yaşanan savaş kargaşa ve kaos dönemi, kliseye olan bağlılık ve sadakatin , cemaat anlayışınin kayboluşunun sürecini hızlandıran bir
dönemi içine alir.
Bu aslında ders alınması gereken bir durumdur, çünkü bir ümmetin çözülüşüdür bu.
Hıristiyan ümmetinin.
○ 13.yüzyılda Paris'te, Aristo felsefesinin
Ve Grek biliminin önemli bir bölümünün
araştırılması , elbette ki, yeniliğe açik olmanın, tabiât ve kâinatın rehberi olarak
İnsan aklına duyulan güvenin büyük bir
Örneğidir.
Hayvan gibi, Hindu veya Sanskrit bir kelime olan pashu kelimesinin karşılığıdır.
Kelimenin kendi başına bir önemi vardır. Kelime anlamı olarak hayvan demektir ama o bir metafordur.
Pash kelimesinden gelir, pash esaret demektir. Pashu esaret altında olan demektir.
Hayvan, esaret altında olan demektir; bedenin, güdülerinin esareti altında, bilinçsiz
1984 kitabı geleceğe ilişkin bir kabus senaryosudur.Bireyselliğin yok edildiği,zihnin kontrol altina alındığı, insanlarin makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü totoliter bir dünya düzeni, romanda inanılmaz bir hayal gücüyle kurgulanmıştır.
Eserin kahramanı winstondur.Eserde winstonun ağzıyla dönemin rejimini, rejimin insanları sürekli takip
Bilimin, zihnin dışına çıkmaya izin veren bir yöntem kullanarak nesnel gerçekliğin keşfini sağladığı, buna karşılık felsefecilerin yalnızca düşündükleri ve düşündükleri üzerine yazdıkları ileri sürüldü. Bilim ve felsefe ile ilgili bu görüş, ondokuzuncu yüzyılın ilk yansında sosyal dünyaya ilişkin çözümlemeleri yönetecek kuralları belirlemeye koyulan Comte ve Mili tarafından açık bir biçimde savunuldu. "Sosyal fizik" terimini canlandırırken Comte siyasal endişelerini açıkça ortaya koymuştur. Yapmak istediği, Batı'yı, Fransız Devrimi'nden sonra gündeme gelen "entelektüel anarşi" yüzünden "zorunlu bir yönetme biçimi" haline gelen "sistematik yolsuzluk"tan kurtarmaktır.
Sayfa 19 - metis yayınları, dördüncü basım, mart 2003, istanbul