Zindan iki hece, Mehmed'im lafta.
Baba katiliyle baban bir safta.
Bir de, geri adam, boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im.
Kavuşmak mı?.. Belki... Daha ölmedim.
İyi ki bilmiyor kalabalıklar
Yağmura bakmayı cam arkasından
İnsandan insana şükür ki fark var
Birine cennetse birine zindan
İyi ki bilmiyor kalabalıklar
NEDAMET
Ben bu hayat yolunda bahta kırgın çilekeş
Yürürken ağır aksak, gayemi unutmuşum
Kalp denilen mabedim zindan duvarına eş
Ruhumu bir yokluğun varında uyutmuşum
Bahtın yükü mümine gam değilmiş bilmedim
İmanım dimdik derken tam eğilmiş bilmedim
Sırça saray zannettim bu köhnemiş yapıyı
Nefis denen bilgenin cehaletine kandım
Kapı kapı gezerken
"Arkadaş, aslâ adaleti sever olma!
Yalan söyle; görme zindan, çekme cezâ.
Geç! Dünyadaki aç ve çıplakları tanıma,
Eski dünyanın tozlarını et gözüne sürme!
Lazım değil insaf, vicdan hiçbir zaman,
Hiç gerekmez gayret etmek yiğitçe...
Yaşamak için imânını sat, vicdânını sat,
Öyle olursan, ömrün geçer pek rahat...
Yalancılar, kafirler için dünya Cennet;
Ömrün geçsin kolay kolay, rahat rahat." Abdullah Tukay
Yalnızlığın kadarsın
Yalnızlığın mis kokmalı
Yalnızlık dediğin büyük bir zindan,
Dünyanın en kalabalık zindanı
Dinden imandan çıkarıyor
Ama öyle bir adam eder ki insanı...