"Hayatın gerçekleri romanlardan daha saçma. Bizim yaptığımız şu konuşma tarih boyunca kaç milyonuncu kez tekrar edilmiştir, hiç düşündün mü? Benim yaşadıklarımın aynısını kaç kadın yaşamıştır? Kaç kadın aldatıldığında uyuyor taklidi yapmıştır? Binlerce yıldır ne değişti? Kadın düşmanı bir dünya bu. İlerleme milerleme illüzyon. Dünya gelişiyormuş gibi yapan ama olduğu yerde sayan, sürekli başa saran zavallı bir ihtiyar. İnsanlar dünya üzerinden silinene kadar da aynı zırva senaryolar tekrar edip duracak."
Yedigey'in aklına başka şeyler de geliyordu. Tanrı var ya da yok, o başkaydı, fakat böyle yapması hiç yakışık almasa da, insanoğlu canı istediği, başı sıkıştığı zaman anıyordu Tanrı'nın adını. "İnanmayan bir kişi başı ağrımadığı sürece Tanrı'yı düşünmez," diye bir söz vardır. Doğru ya da yanlış, yine de bilmek gerekirdi duaları. Boranlı Yedigey araçlarla arkadan gelen yol arkadaşlarına dönüp baktı. Ne yazık ki hiçbiri dua bilmiyordu, öldükleri zaman bunları kim gömecek, teker teker yokluğa karıştıkları sırada, yaşamın başlangıcını ve sonunu kapsayan sözleri kim söyleyecekti? " Elveda yoldaş, unutmayacağız seni!" mi diyecekler, ya da buna benzer bir zırva mı yumurtlayacaklardı. *** Cengiz Aytmatov, Gün Olur Asra Bedel
Reklam
... Sizi kendim kadar tanıyorum... Bundan daha büyük zırva olur mu? Kendimi ne kadar tanıyorum ki?..
Sayfa 104 - Ömer, Yapı Kredi YayıncılıkKitabı okuyor
"Bir ada arıyorum. gevezelikten, boş laftan uzak. Konuşmuş olmak için konuşmak, yasak. Her şeyin azı ve özü revaçta adada. Ve de bilhassa susmak. Çevreyi zırva ile kirletmemek, elalemi çocuk yerine koymamak, yavan gerçekleri yeni bulunmuş vecizeler sanıp gevelememek, ada muaşeretinin ana ilkeleri. 'ağzı laf yapar' tanımı küfür sayılıyor ada sakinlerince. Hele konuşmasının boş içeriğini yüksek sesle konuşup bastırdığını sanmak, ayıbın ayıbı."
"Bir ada arıyorum. Gevezelikten, boş laftan uzak. Konuşmuş olmak için konuşmak, yasak. Her şeyin ağzı ve özü revaçta adada. Ve de bilhassa susmak. Çevreyi zırva ile kirletmemek, elalemi çocuk yerine koymamak, yavan gerçekleri yeni bulunmuş vecizeler sanıp gevelememek, ada muaşeretinin ana ilkeleri. 'Ağzı laf yapar' tanımı küfür sayılıyor ada sakinlerince. Hele konuşmasının boş içeriğini yüksek sesle konuşup bastırdığını sanmak, ayıbın ayıbı."
“Sizi kendim kadar tanıyorum... Bundan daha büyük bir zırva olur mu? Kendimi ne kadar tanıyorum ki?..”
Reklam
İnsan, bilincinin üstüyle ne kadar çabalarsa çabalasın faydasız. Hiçbir şey unutulmaz. Telkin, güç gösterileri... Hepsi yalan, boş, zırva... İnsan ruhunun kiri, tortusu bilincinin altında...
Geçiyor bir şekilde geçmesine zaman Her saniyesini iliklerine kadar hissetmek değil midir zamanın önemli olan? Geçmiyor gibi gelse de insana Geriye dönüp baktığında halbuki Sudan bile hızlı akıp geçmiş zaman denilen kavram Daha dün biz değil miydik ışıklı ayakkabımız olduğu için mutlu olan Küçükken küçük şeylerle mutlu olan bizler Büyüdükçe neden mutlu olamaz olduk bunlarla? Nedeni belki aç gözlülüktür belki de doğup büyüdüğümüz coğrafya Maddiyata önem verilen bir dönemde Maneviyatın unutulması doğal değil mi Hanzala? Birisi kalkıp mantıklı cevap verebilir mi bana? Cevabı olmayan çok soru var bu hayatta İnsanlar neden kötülük yapar, birbirine yalan söyler en basitinden mesela? Amaca ulaşmak için her yol mübahtır diye uydurmuşlar bir zırva Sözde herkesin derdi başka Herkesin derdi başka olsa da İnsanların ortak noktası olmuş para Sevgi konusuna hiç değinmiyorum bile Sevmeyi bile beceremiyoruz çünkü gerçek sevgiyi atmışız geri plana İş işten geçince anlayacağız yapmışız ne kadar büyük bir hata Hatalar konusunda toplum olarak çıkmadık mı nirvanaya? Diğer insanlar ne düşünür neye inanır bilmiyorum Ben hayat denilen varlığın, hayat denilen olgunun böyle bir şey olmadığına inanıyorum. M.L
Tertipsiz bir başlangıç bu yine. Beklenmeyen bir sıkıntı değil duyulan veya gidilen yolların ulvi bir amacı yok. Bu devrin tüm hissiyatı derdest edilmiş ve kalıp gibi dökme duygular, öyle ağır duygular ki, kimsenin içinde kıpraşmıyor artık. Bir sonraki bardak için şimdiden teşekkür ederim. İnceliğin doğurduğu sahici kıvranışlar ve yürümek istekleri olmadığı gibi, karar almak boka selam vermek kıvamında artık. Özür dilerim. İki adım sağa ve tekrar sola. Şimdi bir kadın, dinç ve başarılı sergiliyor kendini. Canice değil sevgimiz, fakat bir anlamı da yok. Yani yarını ve dünü birbirine bağlamayan bir anlam bu. Düzenli bir zırva ve umursamazlık, ağaç altlarında veya gürültülü lokantalarda mide bulandırırken kısa süreli hazlar vermiyor değil. Renkleri ve detayları abartmak bir anlayışın kollarını ve boynunu yaralaması gibi. Bir ruh işi ve kesinlikle gizemli veya anlaşılmaz değil. Belki sadece tarif edilemez. Burası insanların acziyeti ve kibri ile kaplanmış bir fırın tepsisi gibi. Gittikçe ısınıyor, ısınıyor ve sonra patlıyor. Şarkılar ispatlıyor. Diş izleri, mideler ve bağırsaklar, detaylar detaylar...
Z_ırva kuşak hızla geliyor
Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerine maaş beklentileri soruldu: "İktisat 4. sınıf öğrencisiyim, başlangıçta beklentim 4.000 dolar civarı." Bu gençler işte hayatın gerçeklerinden uzak böyle Sonrada Türkiye yaşanmazmış Dünyada en zengin ülke bile yeni mezun birine 1500 $ fazla maaş vermez
Reklam
BİR BAŞARISIZLIĞIN ŞEKLÜ ŞEMAİLİ Bakkallar ve kiliseler canavarımsı düşlerle doludur: Oralarda sayıklamasız yaşayan hiç kimseye denk gelmedim. En ufak arzunun ardında bir zırva kaynağı bulunduğundan, tımarhaneyi haketmek için kendini hayatta kalma içgüdüsüne uydurmak kâfidir. Hayat - maddeyi sarsan cinnet krizi... Soluk alırım: İçeri kapatılmam için yeter bu. Ölümün berraklıklarına ulaşamadığımdan, günlerin gölgesinde sürünürüm ve ancak artık olmama iradesiyle olurum.
Metis YayınlarıKitabı okudu
—Peki doğa da mı zırva? —Senin anladığın anlamda doğa da fasa fiso. Tapınak değil, bir işyeridir doğa, insan da işçidir orada.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.