Her tren başka şehirlerin hayallerini taşır. Her tren, arkasında bir hayalet bırakır.
Em tenê perîşan, belengaz, ser bi reş Bê rêber, bê rêzan, bê dewlet, bê serdar Bê xwendin, bê ziman, bê rûmet
Reklam
Türkçe'de yanıtı olmayan tek soru: Zoruna mı gitti? Zorunuza mı gitti? Bütün küfürlerden sonra asılan yüzlere, daha da kışkırtmak için sorulan o soru.
Küreklersin! Kazmalarsın! Kar yağar. Gömene kadar. Yağmur yağar, boğana kadar. Rüzgar eser, ayaklarını yerden kesip savurana kadar. Dinlesen dünyayı, duyacaksın: İnsanoğlu insan, siktir git buradan! Ama inat edersin. Yaşayacaksın. Yer çekimi var. Gidecek bir yer yok. Sürekli olarak kovulduğun, seni yutmak için sarsılıp yarılan bu dünyada yaşamaktan başka çaren yok.
Hatta hiçbir hayata ait olmadığın için.
Beni terk edip gitmiş şarkılardan biri, damarlarımı doğrayacak şiddette geri döndü: Born to be wild! John Kay söylüyordu. Grubunun adı Steppenwolf'tu. Hermann Hesse kadar Steppenwolf! Ne tesadüf! Vahşi olmak için doğmuşsun, diyordu. Vahşi ve deli olmak için...
Reklam
1,000 öğeden 961 ile 970 arasındakiler gösteriliyor.