Demek ki keşfetme, yani ele geçirme, aynı zamanda sanatçının temasını belirlemesi anlamına da gelir. Sezai Karakoç'a uyarak söylersek;' varlıklardan yeni bir varlık, varolanlardan yeni bir varolan türetmek' anlamında eser, tüm yapılmışlışına rağmen yeni bir varolan olarak yine gerçekliktedir. Dolayısıyla sanat eseri mutlaka bir şeyi taklit ediyor değildir. Bir bakışmanın, duyuş ve sezişin ürünü olaral, orada kendisini temsilen vardır. Cemal Şakar
öyle ya, kim dönüp kendi gölgesine bakardı ki? Gölgesinin sadakatle sürünerek ve sessizce adımlarının arkasından geldiğini hissederdi insan, bazen bilincine varmadığı bir dilek gibi önünden acele ettiğini de bilirdi, ama gölgenin pardodi yaparcasına aldığı biçimleri gözlemlemeye ve bu çarpıtılmış şekillerin içinden kendi varlığını seçmeye çalışması çok nadirdir.
çocuklardan nasıl büyük adamlar yetiştirileceğini gösteren bir kural elbette yoktur. Ama bir noktayı aklımızda tutmakta yarar vardır, o da çocuklara asla soğuk ve hoyrat davranmamak, her zaman kendilerini cesaretlendirip gerçek yaşamın önem ve anlamını açıklamak, düş ve hayalleriyle realite arasında bir uçurumun açılmasını önlemek gerektiğidir.
Ünlü blogger ve yorumcu Andrew Sullivan'ın " Bir Zamanlar Ben de İnsandım" başlıklı yedi bin kelimelik yazısı 2016 yılının eylül ayında New York Magazine'de yayınlandı. Yazının hayli tedirgin edici alt başlığında şu yazıyordu: " Sonu gelmez haber, dedikodu ve görsel bombardımanı bizi manik bilgi bağımlılarına çevirdi. Ben çöktüm. Sizi de çökertebilir."
"Neyse zaten bu tür saçmalıklar nerede olmuyor ki? Yine de etraflıca düşününce bütün bunlarda sanki birşeyler var. Kim ne derse desin, dünyada bu tür playlar oluyor; binde bir ama oluyor."
Artık benden söz ve işaret bekleme. Elindeliğin doğru ve sağlamdır ve insanın kendi akıl yürütmesine göre davranmaması hata olur. Bu sebeple, kendi kendinin hükümdarı olan seni sana bırakıyorum.
"Çektiğim azap, seni belki benim belleğimden silmektedir, öyle silmektedir ki, seni asla görmediğimi sanıyorum. Ama söyle bana, böyle karanlık yerde gömülü gördüğüm, daha büyüğü olan, fakat daha kötüsü olmayan bir azaba yargılı sen, kimsin?"
"İnsanun alçaldıkça yükseleceğine veya yükseldikçe alçalacağına inanmıyorum!" dedi. "Şairane bir söz bu. Keşke şairin bu sözü edebi olduğu kadar doğru da olsaydı! Ama bir söz, güzeldir diye doğru kabul edilemez."
Biz geçtikçe ardımızdan kapanan kapıların gürültüsünü duymalı, bu yüzden acele etmeli. Ama aceleyi telaşa dönüştürmemeli. Kısacası dünyada olmalı, ama dünyadan olmamalı.