Seninle konuşmaya ihtiyacım var. Seninle konuşmalıyım.
Şu sıralar çok yorgun olmanın ötesinde çok da üzgünüm. yalnızca seni göremiyor olmaktan değil ama insanların karşımıza çıkardıkları pürüzlerden dolayı üzgünüm...
Her şeyden sıkılıyor, daralıyorum, bu tatsız tekdüzelik, her şeyin tekrarlanması, sürekli aynı şeyleri yapmak.
Reader Follow Recommendations
Eğer gençliğin ruhunu tarım yapılmayan bir tarla gibi kendi haline bırakırsanız, orada yabani otlar ve dikenler biter.
yakamoz
Sevginin adımları en uzak şehirleri bile yakına getiriyor.
Sen benim sevgilimsin, sevsen de sevmesen de.
Aradığım yerlere benzeyiş buldum sende.
Sayfa 62
Sen aklıma gelince herşeyler gülümserdi.
Ağaçlar şarkı söyler, rüzgar tatlı eserdi.
Sayfa 62
Doğa hayalciliğine çok alıştığımdan mıdır nedir, ben, gülden söz ettikçe bülbülü bir türlü unutamam. Aslında, güle aşık olmadığını bilirim. Ama zavallı kuşun sevdalı tavırlarına baktığımda, o ufacık yüreğinde ne büyük bir aşk olduğuna inanmaktan kendimi alıkoyamam. O aşıksa bile özgürlüğe aşıktır ki, tutulup da kafese hapsedilince, şakımak şöyle dursun, çoğunlukla yaşaması bile olanaksız oluyor.
Yüzlerce çocuk, ortak bir amaçla. okuyacak, yazacak ve herkes gibi davranacaktık. bana garip gelirdi bu; o kadar farklı insan aynı şeyleri öğrenmek zorunda mıydı?
Sayfa 4 - Everest
İki çobandık, her tarafa sıçrayan hayallerinin fazla uzaklaşmamalarının derdine düşmüş iki çoban; hem özgürlüğüne düşkün hem görevini iyi yapmak isteyen.
Sayfa 12 - Everest
