Yaşasammı ölsemmi karar vermek zor.
Eve Özlem
Nasreddin Hoca’nın fıkralarını, dimağına fikir inmeyen çağlarda okuyan gençler, çoğunu anlayamaz ve bazılarında da hayret içinde kalır. Hoca’nın dokuz onlu yaşlarda dinlediğim bir latifesi vardı. Zihnimde defalarca tasarlamış ve o latifeyi bir türlü anlayamamıştım. Müteselsilen dört beş ayda bir aklıma gelen bu fıkrayı anlamam, uzun zaman aldı.
Reklam
Yakamoz Papatya [1-19]
Özgür Vural
Özgür Vural
Hepsini okumak isteyenlere.. Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini
Esselamu Aleyküm
بِسْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم Bugün yeni farkına vardığım ( belki de bu farkındalığa geç vardım. Olsun geç olsun güç olmasın) bir durumu paylaşmak istiyorum. İnşallah hassasiyetimizin devamına ve diğer bacilarıma da vesile olur.. Daha önce "tesettür bahsi" başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu yazımda ise "sosyal
Günaydın. Ne çok korkuyoruz yıkılmaktan, zor zamanlar geçirmekten, zayıf görünmekten. Etrafımızda da herkes koro hâlinde tekrar ediyor: Metin ol, kendine gel, sen neler gördün vesaire. Ne tuhaf. Peter Stamm, "Bir bina ancak harabe hâline geldiğinde tamamlanırmış. Belki aynı şey insanlar için de geçerliydi," der. Belki de haklıdır sevgili
Lao Tzu O kadar bilge bir hale gelmişti ki imparator onu başbakan yapmak istedi. O bunu basitçe reddetti. şöyle dedi, “Bu bir işe yaramaz, çünkü herhangi bir konuda aynı sonuçlara varmamızın olanağı yok. Siz, size atalarınız tarafından verilmiş ideallere göre yaşıyorsunuz; ben kendi bilincime göre yaşıyorum.” Ama imparator ısrar ediyordu;
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.