Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
10/10 puan verdi
Hayatın Gizemlerini Çözen Anahtar: Bir Ömür Nasıl Yaşanır?
Hayatın anlamı ve nasıl yaşanması gerektiği üzerine kafa yoran herkes için bir hazine sandığı niteliğinde olan bu kitap, usta tarihçi ve yazar İlber Ortaylı'nın engin bilgi birikimini ve yaşam tecrübelerini okurlarıyla buluşturuyor. Bir Ömür Nasıl Yaşanır?, tarihten edebiyata, sanattan felsefeye kadar uzanan geniş bir yelpazede konulara değinerek okuru adeta bir zaman tüneline sürüklüyor. Geçmişin bilgeliğinden ilham alarak geleceğe dair ufuklar açıyor ve anlamlı bir hayat sürmenin sırlarını okurlarıyla paylaşıyor. Yazar, sadece kitaplardan değil her şeyden ders almayı, gözlemlemeyi ve sorgulamayı öğütlüyor. Öğrenmeye ve keşfetmeye açık olmak, farklı bakış açılarına saygı duymak ve önyargılardan uzak durmak, Ortaylı'ya göre anlamlı bir yaşamın temel taşları arasında yer alıyor. İnsan ilişkilerinin önemini de vurgulayan yazar, sevgi, saygı ve hoşgörü dolu ilişkiler kurarak hayatımızı zenginleştirebileceğimizi savunuyor. Farklı kültürlere ve inançlara açık olmak ve empati kurmak da bu yolculukta bize rehberlik ediyor. Bir Ömür Nasıl Yaşanır?, umut ve iyimserlikle beslenen bir eser. Zorluklara karşı yılmadan mücadele etmeyi, her zaman umudunu korumayı ve hayattan keyif almayı öğütlüyor. Yazarın esprili ve alaycı üslubu ise zor konuları bile okuru sıkmadan, akıcı bir dille anlatmasını sağlıyor.
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?İlber Ortaylı · Kronik Kitap · 202055,2bin okunma
• 4. Bölüm - ATATÜRK'ÜN ÇANAKKALE'DE BAŞARISI YOKTUR YALANI! (!)
- Yıl 1914 Takvimler 3 Kasım'ı gösteriyor, İngiliz Donanması Çanakkale'nin dış istihkâmlarını bombalıyor bu durum Çanakkale Savaşı'nın başlamasına sebebiyet veriyor. 9 Ocak 1916'ya kadar mücadele devam ediyor. Savaşta, Türk ordusunun en seçkin birlikleri ve subayları yer alıyor. Çanakkale Batı empervalizmine karşı sıkı bir
Reklam
248 syf.
8/10 puan verdi
İlham Veren Bir Hikaye Zorluklara Karşı Mücadele
Siyah İnci'nin hikayesi, bizi bir atın gözünden dünyaya bakmaya davet ediyor. Doğumundan itibaren yaşadığı zorluklar ve güzellikler, bize hayatın her iki yüzünü de gösteriyor. Sevgi, şefkat, ihanet, zulüm... Hepsi bu hikayede yer alıyor. Yazar, Siyah İnci'nin duygularını o kadar güzel aktarıyor ki, sanki biz de onunla birlikte yaşıyoruz her şeyi. Sevincini, üzüntüsünü, öfkesini ve korkusunu hissediyoruz. Bu da bize hayvanlarla olan bağımızı sorgulatıyor ve onlara karşı nasıl davranmamız gerektiği konusunda önemli dersler veriyor. sadece hayvan hakları ve etiği üzerine bir mesaj iletmiyor. Aynı zamanda bize umudun ve iyimserliğin önemini de hatırlatıyor. Siyah İnci ne kadar zorluklarla karşılaşırsa karşılaşsın, asla pes etmiyor ve her zaman bir çıkış yolu olduğunu biliyor. Bu da bize ilham veriyor ve kendi hayatımızda karşılaştığımız zorluklarla başa çıkmamıza yardımcı oluyor
Siyah İnci
Siyah İnciAnna Sewell · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,7bin okunma
Papa Eftim'in Zorluklara Karşı Mücadelesi
Atatürk'ün "Hayat demek, mücadele demektir!" sözünü düstur edinen Papa Eftim'e göre insanoğlu mücadele gücünü asla kaybetmemelidir. Bugün sokakta kalsa, kundura boyacılığı ya da vapur çımalığı yaparak düşmanının elinden ekmeği söküp alacağını ve aç kalmayacağını ifade eden Papa Eftim, kilisede yaşadığı zorluklardan örnekler verdiği şu sözlerinile hayatla nasıl mücadele ettiğini anlatmaktadır: "Ve şu gördüğünüz kilise içinde hayatla ne kadar mücadele etmişimdir. Mesela öyle zamanlar olmuştur ki bütçenin darlığından dolayı sabahleyin karanlıkta kalmışımdır. Kimseye göstermeden mabedi süpürmüşümdür. Kandilleri kendi elimle temizlemiş, yağlarını değiştirmiş ve fitillerini yakmışımdır. Sonra kürsüye çıkarak bir ruhani reisi olarak sanki iki saat evvel süpürge elinde olan adam ben değilmişim gibi söz söylemişimdir. Kaç aylar mabedin kapısındaki kapıcı odasında hem binayı beklemiş hem de kapıcılık etmişimdir. Bütün bunlardan sıkılıyorum mu sanıyorsunuz? Katiyyen. Bilakis mücadele kuvvetimin fazla olduğunu gördükçe memnun oluyorum."
Sayfa 238Kitabı okudu
416 syf.
9/10 puan verdi
Teknolojinin Mucizeleri Watney'nin Mars'taki Yaratıcı Çözümleri
Düşünsene, Mars'ta mahsur kalmışsın. Tek başına, uzayda, yeryüzünden milyonlarca kilometre uzakta. Etrafında sadece kayalık araziler ve bitmek bilmeyen kum tepeleri var. Ne yiyecek, ne su, ne de yardım isteyecek kimse... Peki ya sen olsaydın ne yapardın? Mark Watney tam da bu sorunun cevabı! Marslı romanının kahramanı Watney, uzaydaki bu talihsizliğe pes etmeyip hayatta kalmanın yollarını arıyor. Bilimsel bilgisi ve esprili diliyle hem zorluklarla mücadele ediyor hem de Dünya'yla iletişim kurmaya çalışıyor. Watney'nin hikayesi sizi hem güldürecek hem de heyecanlandıracak. Zorluklara karşı direnci ve umudunu kaybetmemesi, ilham verici bir hikaye yaratıyor. Romanı okurken sanki siz de Watney'nin yanında Mars'taymışsınız gibi hissedeceksiniz. Bilim ve teknolojiyle ilgilenenler için de "Marslı" ideal bir eser. Watney'nin Mars'ta hayatta kalmak için yaptığı çözümler ve geliştirdiği teknolojiler oldukça etkileyici. Uzay araştırmalarının önemini ve insanlığın keşfetme arzusunu da vurguluyor. Hollywood da romanı fark etmiş olacak ki, Matt Damon'ın başrolünde oynadığı bir film de çekildi. Film de tıpkı kitap gibi büyük beğeni topladı. Kısacası, "Marslı" sürükleyici bir hikaye, ilham verici bir karakter ve Mars'ın gizemli dünyası hakkında bilgi edinmek isteyen herkes için mükemmel bir kitap. Pişman olmayacaksınız!
Marslı
MarslıAndy Weir · İthaki Yayınları · 20228,6bin okunma
Sabır, cesaret, azim ile zorluklara karşı duran ve talihi zapt eden her erdemin yükselmesi, çaba harcaması ve mücadele etmesi gerektiğinden kimin şüphesi var?
Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tarih bile onu üzüyor, bunalıma sokuyordu. İşte okuyor, öğreniyorsun; zaman oluyor , kara günler gelip çatıyor, insanoğlu mutsuz! Sırf daha aydınlık günler gelsin diye gücünü toparlıyor, çalışıyor, didiniyor, korkunç zorluklara sabırla karşı koyuyor, mücadele ediyor. Sonunda güzel günler gelir gibi oluyor, tarihin kendisi de artık biraz dinlenir diye düşünüyorsun, ama nerede!.. Yeniden kara bulutlar beliriyor, binalar yıkılıyor, her şey alt üst oluyor; bir kez daha çalışmak, didinmek, ter dökmek gerekiyor..
556 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Adında anlaşılacağı gibi gazap gibi geçen günler,yollarda çekilen zorluklar. Hayata karşı verilen mücadele. Yerinden, yurdundan zorla edinilenlerin dramı. Ekonomik buhranın insan yaşamının pek önemsenmediği. Binbir zorluklara yaşam mücadelesi veren insanların dramı.
Gazap Üzümleri
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202035,3bin okunma
267 syf.
·
Puan vermedi
·
30 saatte okudu
Pearl Buck'ın "Ana" romanı, Çin'in yoksul bir köyünde yaşayan adsız bir annenin, yoksulluk, toplum/aile içi ilişkiler ve ayrılık gibi zorluklara karşı verdiği mücadeleyi anlatan etkileyici bir eser. Yaşar Kemal'in Çukurova'yı anlatan eserlerindeki gibi, Buck da bu romanda toprağa ve aileye bağlılığı, fedakarlığı ve insan ruhunun direncini ustalıkla işliyor. Romandaki anne karakteri, tüm zorluklara rağmen sevdiklerini korumak için yılmadan çalışan, fedakar ve güçlü bir kadın. Yaşar Kemal'in eserlerindeki Anadolu kadınları gibi, o da zorluklar karşısında dimdik ayakta duruyor ve ailenin birliğini korumak için her şeyi yapmaya hazır. "Ana", sadece bir Çin hikayesi değil, tüm dünyadaki annelerin hikayesi. Yoksulluğun gölgesinde sevdiklerini korumak için mücadele eden her annenin sesi bu romanda yankılanıyor. Yaşar Kemal'in Çukurova'sı ile Pearl Buck'ın Çin'i farklı coğrafyalarda yer alsa da, insanlık halleri ve duygular evrenseldir. Her iki yazar da toprağa bağlılığı, aile sevgisini ve insan ruhunun direncini eserlerinde ustalıkla işlemiştir. "Ana" romanı, Yaşar Kemal'in eserlerini seven okuyucuların da ilgisini çekecek bir eser.
Ana
AnaPearl S. Buck · Sabah Gazetesi Yayınları/Cem Yayınevi · 1990779 okunma
Üşenmek mi, Yoksa İstememek mi?
Başarı ve Tembellik Arasındaki İnce Çizgi: Üşenmek mi, Yoksa İstememek mi? Günümüzde birçok insan, başarıya giden yolda karşılaştıkları zorluklara karşı koyabilmek için sürekli bir mücadele içindedir. Ancak, bazıları için bu mücadele, sadece tembellik veya üşengeçlikten kaynaklanmaz; aksine, içsel bir isteksizlik veya ilgi eksikliği söz konusudur. İşte burada, üşenmek ile istememek arasındaki ince çizgiyi çekmek önem kazanıyor. Üşenmek, genellikle kolay yolu seçmekle ilişkilendirilir. Örneğin, bir öğrenci, ders çalışmaktan kaçınarak televizyon izlemeyi tercih edebilir. Bu durumda, motivasyon eksikliği veya tembellik etken olabilir. Ancak, aynı öğrenci, matematik dersini sevmiyor olabilir ve bu nedenle ders çalışmaya isteksiz olabilir. Burada, üşengeçlik değil, daha çok bir tercih meselesi söz konusudur. Eğitim sistemimizde, genellikle üşenmenin önüne geçmek için disiplin ve motivasyon üzerinde durulurken, öğrencilerin gerçek ilgi alanlarına odaklanması ve onları motive edecek alanlara yönlendirilmesi ihmal edilir. Öğrencilerin sadece üşendikleri için değil, aynı zamanda gerçekten istemedikleri için de başarısız olabileceği gerçeği göz ardı edilir. Bu noktada, eğitim sistemimizin öğrencilerin ilgi alanlarını keşfetmelerine ve bu doğrultuda motive olmalarına daha fazla odaklanması gerekmektedir. Başarıyı sadece tembellikle mücadele ederek değil, aynı zamanda gerçek istek ve tutkuyla hareket ederek elde etmek mümkündür. Bu nedenle, üşenmek ile istememek arasındaki farkı anlamak, başarıya giden yolculukta önemli bir adımdır. R. Büşra Akın
471 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.