Bourdieu ve Passeron yaptıkları bir araştırmada, okulun en etkili ideolojik baskı aracı olduğu sonucuna vardılar. Aynı araştırmada elde ettikleri kesin verilerle, bütün toplumsal kuralların okulda uygulanmaya ve benimsenmeye başlandığını kanıtladılar.
Okul, yönetenlerin istekleri karşısında boyun eğmeyi de boyun eğdirmeyi de çok iyi becerir. Aristokrat mı yetiştirmek gerekiyor? Aristokrat yetiştirelim.Yurtsever mi istiyorsunuz? Kolları sıvayalım. Hümanist mi? İşte size hümanist. Komünist mi? Buyrun, hem de en alasından. Okul, siyasal iktidarı o an için elinde tutan toplumsal grubun isteğini karşılamak üzere bu hedeflerden birini benimser. Bu hedeflerin en önemli ortak yanı hepsinin hedef olmasıdır.
Reklam
Mücadele ediyorum; çünkü düşüncelerim, devletle ilgili tanımların bireydeki ve toplumdaki yansımalarım reddediyor. Kendi kuyruğunu ısıran, vurduğu darbelerle kendi kuvvetini meşrulaştıran (bir hükümet darbesi, başka ne olabilir?) bu yılanın tek bir var olma nedeni var, o da kendisi. İşte ben bu kurumun kanımı emmesini istemiyorum. Bütün gücümle yaşamak ve ölmek istiyorum. Bununla da kalmıyor. Başkalarını sevebilmek için onların enerjisine de gereksinim duyuyorum çünkü onları egemen oldukları ölçüde sevebilirim.
Nihayet suçlular açıklanıyor: Düşünenler.
Bir sistem ne ölçüde demokratikse o kadar büyük tehlikelerle karşı karşıya demektir; bu tehlikeleri yaratan da kendinden başkası değildir
Sevdiğim insanları kitap okumaya teşvik etmek, benim için her zaman mutluluk kaynağı olmuştur.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.