Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Bu kitabı Yeni bitirdim genel olarak başlarda katil kim diye sürekli düşünüyordum.Romanı okudukça yeni birilerinden şüpheleniyordum bir an önce kim olduğunu öğrenmek beni sürekli okumaya itti.Zaten bir farklılık olacağını biliyordum Zülfü Livanelinin kitaplarında bir farklılık,ters köşe olduğunu bilerek herkesten şüphelenmiştim.Ama sonunu böyle beklemiyordum.Herkesin okuma zevki farklıdır ama beni çok etkiledi Serenad'dan sonra severek okuduğum beni etkileyen kitaplardan.Farklı bir tarzı var Zülfü Livaneli'nin ve okuru okumaya iten,merak uyandıran tarzda okumanızı tavsiye ederim
.
Her kitabın bir zamanı var deniyor fakat bazı kitapları okuduğunuz zaman gayri ihtiyari “Neden bu kitabı okumak için bu kadar geç kaldım?” diyorsunuz. Bitince boşluğa düştüm olur ya bazen kitabı hem merak eder hemen ilerleyeyim istersiniz hem de bitmesini istemezsiniz. Öyle okudum işte. Zülfü Livaneli’nin kalemini çok severim. Serenad epeydir de
Livaneli'nin kitaplarını öyle çok seviyorum ki kitaplar okurken su gibi akıp gidiyor..
🪻Yazardan okuduğum ilk kitap Balıkçı ve Oğlu oldu, sonra Huzursuzluk kitabı, Mutsuzluk, Serenad bugünde Leyla'nın Evi kitabını okudum.
🪻#LeylanınEvi kitabı ilk başta sarmadı beni diğer kitapları gibi ama kitabın ortalarına doğru Leyla'nın hayat hikayesine kilitlendim kaldım.
Kitap kısaca; Bir paşa torunu olan Osmanlı soylusu Leyla Hanım'ın yıllardır doğup büyüdüğü İstanbul Boğaziçindeki yalısının usulsüzce başkasına satılıp kendisi de dışarı atılır.
Leyla yaşlı bir haliyle sokakta kalır. Leyla'yı o halde gören Yusuf onu Cihangir'deki evine götürür. Leyla'nın hayatı eskisi gibi değildir artık. Daha önce bilmediği Hip-hop müzik yapan Yusuf' un sevgilisi Roxy ve arada evine gelen genç arkadaşları ile yaşamak zorunda kalır.
🪻Yazar, birbirinden çok farklı hayat tarzına sahip insanları bir araya getirerek harika romanlar ortaya çıkarıyor.
🪻Kitap diğer livaneli kitapları kadar beni doyurmasada yine de sevdim. En azından sonu daha heyecanlı ve mutlu bitti diyebilirim.
Yine harika bir Livaneli eseriyle gelmiş bulunmaktayım..
Kitabı okumaya başladığım an konu beni çok etkiledi ve kitap beni içerisine çekti..
Kitap düz bir kurgudan çok daha ötesi yani kurguyla birlikte olan siyasi çatışmaları ve tarihi gerçeklikleri de barındırıyor..
Öyle akıcı bir dil kullanmış ki bilgi yoğunluğunun altında kalmıyorsunuz. Okurken hem kitaptaki olayı hem de verilen bilgileri merak ediyorsunuz..
Kitap kısaca; İstanbul Üniversitesi çalışanı Maya Duran, Türkiye'ye gelen Alman profesör Maximillian Wagner'ı karşılamaya gider. Profesörün Türkiye'ye ilk gelişi değildir. 59 yıl önce de gelen Profesörün 2. Dünya Savaşı zamanından kalan hüzünlü hikayesi ve Maya'nın Profesörün gelişiyle kendi ataları ve geçmişiyle ilgili yine bir o kadar hüzünlü hikayesini öğrenmesini okuyoruz.
Tarih ve kurgunun harika bir uyum içinde dans ettiği, su gibi akıp giden bir kitap..
Uzun süre etkisinden çıkamayacağım bir okuma oldu benim için..
Bu ilk incelemem olacak bi kusuru olursa simdiden affola..
Öncelikle kitabı edebi yönden biraz basit ve kendini tekrarlayan bir yapıda buldum. Ders kitabi arasına sıkıştırılmış bir roman tadı aldım.
Yalnız ilk incelememi bu kitap icin yazmak istememin başka bir sebebi var. Romana siyaset çok bulaşmış. Ben Atatürk milliyetçisi bir insanım. Bu kitabın tatlı su solculuğu bana biraz çiğ geldi. Çok çok iyi bir araştırmayla hiç empati yapılmadan yazılmış olduğunu düşünüyorum. Anlatılan dönemin şartları ve kaosu göz önüne alınmadan yazarın da kitapta bahsettiği gibi yirmi yıl öncenin gözünden yazılmış sanki. Anarşizm desen değil komünizm desen değil bir yerlere körü körüne bir hayranlık geri kalan tüm taraflara da aynı şekilde bir serzeniş (bence çok daha fazlası) sezdim.
Çok üzülerek bana kendi çocuğu açlıktan ağlarken komşunun çocuğuna pasta yapan bir anneyi izliyormuşum hissi yarattı..
481 syf.
·
Puan vermedi
Okumak için kesinlikle geç kaldığım bir kitap. Öyle güzel.. öyle yalın bi dili var ki. Yazar tarihi olayları anlatırken, siz kendinizi o olayı araştırırken buluyorsunuz. Maximilian ve Nadia’nın hikayesi ise
Kitabı bitirdikten sonra, insan kendini “Schubert - Serenade” müziğinin derinliklerinde buluyor. öyle güzel ki Mutlaka