"Türk Edebiyatı'nın En İyi 100 Romanı" 1. İnce Memed - Yaşar Kemal 2. Tutunamayanlar - Oğuz Atay 3. Saatleri Ayarlama Enstitüsü - Ahmet Hamdi Tanpınar 4. Huzur - Ahmet Hamdi Tanpınar 5. Kara Kitap - Orhan Pamuk 6. Bereketli Topraklar Üzerinde - Orhan Kemal 7. Aylak Adam - Yusuf Atılgan 8. Aşk-ı Memnu - Halit Ziya Uşaklıgil 9. Benim
Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan güç ise zalim. Gücü olmayan adalete mutlaka karşı çıkan olur, çünkü kötü insanlar her zaman vardır. Adalet olmayan güç ise töhmet altında kalır. Demek ki adalet ile gücü bir araya getirmek gerek; bunu yapabilmek için de adil olanın güçlü, güçlü olanın ise adil olması gerekir. Adalet tartışmaya açıktır. Güç ise ilk bakışta tartışılmaz biçimde anlaşılır. Bu nedenle gücü adalete vermedik, çünkü güç adalete karşı çıkıp kendisinin adil olduğunu söylemişti. Haklı olanı güçlü kılamadığımız için de güçlü olanı haklı kıldık.
Sayfa 416Kitabı okudu
Reklam
bu yağmur içimi ıslatıyor dediğimi nasıl anlamaz? Düpedüz, sarıl bana dedikten sonra, sarılmanın ne anlamı kalır.
"Aramızdaki temel fark ne, biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!" "Peki, sen ne görüyorsun bakalım?" "İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan."
"Hem Müslüman, hem Yahudi, hem Katolik’tim. Yani insandım."
İnsan ancak yapabileceğini isterdi. İstemek kavramı, dilemekten ve hayallere dalmaktan farklı bir şeydi. Bedelini göze almak, gereğini yapmakla ilgili bir şeydi.”
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.