Home
Search
Explore
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.37
Sayfa sayısı 50, türü roman. (Roman olarak geçse de üç hikayeden oluşuyor.) Çevirisi güzel ve anlaşılırdı. Bir günde okuyup bitirilebilecek bir kitaptı. Kitap adını içindeki hikayeden almış.
Kitap üç kısa öyküden oluşuyor.
• Lyon'da Düğün
• İki Yalnız İnsan
• Wondrak
Lyon'da Düğün, birbirine aşık iki gencin beraber ölüme gidişini
İnce Memed, Şahinim
Gönül isterdi ki bir çırpıda bitirip de incelememi yazayım fakat araya giren meşguliyetler bu süreyi uzattı. Affınıza sığınırım kitapsever dostlar.
Eserden önce yazar hakkında birkaç bir şey yazmak isterim. Yaşar Kemal toplumcu gerçekçi bir yazar. Köy hayatını ele alarak topluma ışık tutmuş bir bakıma. Folklorik ögeler ile çevirisi mümkün olmayan kavramlarla yazmış. Köy hayatının içinden geldiği için olsa gerek, geniş bir izleme alanını betimlemiş. Ovadaki en küçük hayvanın bile bitkinin bile tasvirini yapmış. Yılanın deri değiştirmesinden tut da bataklıktaki sineğe kadar her şey gözünüzün önünde canlanıyor adeta.
İnce Memed 2'de ağaların zulmüne yer vermiş. Bu sefer Abdi Ağa yok karşımızda fakat ne yazık ki Abdi Ağa'yı kutsallaştıran köylüler var Memed'e düşman. "Abdi gitti Hamza geldi" diyen şahine hak vermemek elde değil. Burada İnce Memed'i düşünceli buldum. Ne yapacağını ne yöne gideceğini şaşırmış eşkıya desen eşkıya değil kalbi pamuktan kendi bebeler gibi ağzını büze büze uyuyor ; dağ, taş, mağara, hiçbir oyuk kabul etmez onu. Vayvay köyünde Koca Osman'ın yanına gidiyor Memed , işte böyle başlıyor Vayvaylıların Ali Safa ile mücadelesi...
Toplumun ikiyüzlülüğü, toprak ağaların zulmü ve baskısı konu edinilmişti. Ali Safa'yı, Arif Saim Bey'i, Yüzbaşı Faruk'u ve zulümlerini okudukça köylülerin haline acıdım durdum. Bu kadar da zulüm olmaz diye diye bitirdim kitabı.
Birinci ile aynı akıcılıkta olmakla beraber yeni karakterler eklenmiş kitaba. Tavsiyemdir. İyi okumalar.
Bu devirde iyi niyet ancak budalalıktır!
Dostoyevski her seferinde yeni bir şey deniyor. Sıradanlık ona göre değil. Yeni şeyler deniyor sürekli ve bunu romanlarına her defasında aktarıyor. Bundan dolayıdır ki onu okumak bir şekilde bir hayatı okumak oluyor.
Budala kitabı Dostoyevski’nin tamamı ile saf, isavarı ve prens olan bir insanı ana karaktere koyduğu bir eser. Eser başta müthiş bir
Nokta Benek Oldu, Benek Damla Oldu, Damla Şekil Oldu, Şekil Çocuk Oldu...
Nasıl ve nerden başlayacağımı bilmiyorum. Kitabı yeni bitirdim ve açıkçası bir şeyler karalamak için beklemek istemedim.
Hikayemiz Bruno adında bir çocuğun eve gelmesi ile birlikte eşyalarının toplandığını görmesi ve taşınacağı haberini alması ile başlıyor. Kitap konusu
ÜMMÜ ŞERİK= Eşinden ayrı kalan bir kadın bütün ızdıraplarını unutur; şehirde kapı kapı dolaşır, İslamı tebliğ eder. Yakalanır, çöle çıkarılır, işkenceye maruz kalır. İmanı dışında herseyini kaybeder, sonunda düşmanlarının hidayetine vesile olur.
ÜMMÜ HAKÎM= Eşinin hidayetine vesile olmak için mücadele eden islam kadını. Düğün gecesini cihada çeviren islam kadını..
ÜMMÜ SÜLEYM= Ebu Talha'nın evlilik teklifini "Tek şartım müslüman olmandır" diyen islam kadını. Mutluluğu imanda arayan islam kadını.
HZ . HANNE= Doğmayan çocuklarını ALLAH' a adıyan islam kadını.
ÜMMİ VARAKA= Evini İslam Okulu haline getirendir.
HZ. HANSA bintü Amr= Dört oğlunun şehid olduğu haberi ulaştığında yıkılmamış, Allah'a hamd etmiş.
Halepli suzan, Ramiz , Heysem , Şeyma, Müna
Zulüm altinda olan tüm müslüman kardeşlerimizin sesini duymak ve duyurmak gerekiyor
.
"Bir zulme engel olamıyorsanız,
Onu herkese duyurun!"
Hz.Ali
#Arakan
#DoğuTürkistan
#filistin
#suriye
#yemen
Her zaman en sevdiğim, okumaktan en keyif aldığım yazarlardan biri olmuştur Stefan Zweig. Birçok kişi gibi ben de üniversite sınavına hazırlanırken maalesef kitap okuma alışkanlığımı kaybetmiştim. Sınava kısa bir süre kala kendimi kötü hissettiğim bir zaman diliminde yine bana iyi gelmişti sevgili Zweig. Lyon'da Düğün'ü ilk defa o zaman okumuştum. Aradan geçen bir yılın ardından tekrar okurken yine o günkü gibi hissettim kendimi. Aşırı stres altında hissettiğim, sürekli kaygılandığım o dönemde sadece şu kitabı okuyarak geçirdiğim bir saat gerçekten bana çok iyi gelmişti. Ne zaman kendimi kötü hissetsem kitap okumanın bana iyi geleceği gelir aklıma, bu kitabın benim için böyle özel bir yeri var. Kitabın içerisinde üç hikaye yer alsa da beni en çok kitaba da adını veren Lyon'da düğün etkiler. Fransız Devrimi sırasında yaşanan kargaşa ve zulüm günlerinde ölüme yaklaşan insanlara umut veren bir aşkın hikayesidir Lyon'da Düğün. 1793'te kentte kurşuna dizilmeyi bekleyen karşı devrimcilerin toplandığı hapishane tuhaf bir nikaha sahne olur. Benim gibi Zweig seven herkesin mutlaka okuması gereken eserlerden.
Zülfü Livaneli'dən oxuduğum ilk kitab idi. İlk başda hekayə qarışıq gəlmiş və yarım buraxmağı düşünmüşdüm. Lakin hekayədə axıcılıq və ya mövzunun fərqliliyi insanı özünə çəkir. Yazar bir növ həyat gəzintisinə çıxır. Doğulduğu yerə (Mardin) gedir, dostu olmuş insanın ölüm səbəbi, Amerikaya necə getməsi və həyatında baş verənləri araşdırır. İlk öncə sadəcə maraqlı gələn hadisə, İbrahimdə zamanla bəzi izlər qoyur.
Kitabda yazarın əsas çatdırmaq istədiyi hadisə isə insanlardır. Necə insanlar? Dinlə artıq bütün düşüncə qabiliyyətink itirmiş, məntiqlə hərəkət edə bilməyən, insanlara din adı altında zülüm verən insanlar. IŞID, qərb və şərq insanı, Ezidilər (Yezidilər). Yazar Hüseyin və Mələknazın hekayəsi ilə bir çox Ezidi insanın başına gələn hadisələri bizə çatdırır. Sırf dinləri fərqlidir deyə zülüm görən insanlar, yaşantıları. Dinin adından istifadə edərək onlara edilən təcavüz, öldürülmələri və s.
Mənim fikrimcə, bu əsər "insanlığın qısa bir özəti" idi.
İnce Memed...
Hiç rüyanızda bir romanı gördünüz mü, romanı tamamiyle her şeyiyle yaşadınız mı?
Inanın benim ilk oluyor. Zaten kitabı okurken inanılmaz etkilenen ben bir de üstüne rüyamda gördüm.
Karakter tahlilleri o kadar iyi, o kadar ince işlenmiş ki... Özellikle sevdiğim karakterler gülünce güldüm, üzülünce üzüldüm, sinirlenince sinirlendim.
Bir ağanın, köylülere yaptığı zulüm üzerine köyün gençlerinden ince Memed'in dağa çıkması, eşkıya oluşu sonrasında geçen olaylar anlatılıyor kitapta.
Yapılan zulmü günümüzde siyasi veya sosyal olarak oldukça özdeşleştirmek mümkün. Aslında şu anda yaşanılan durumların da bu kitaptakinden pek farkı yok. Başımızda bir ağa yok ama...
Neyse bir kitap platformunda siyaset yapmak niyetinde değilim.
Ince Memed'in bir seri oluşu ve dört kitaptan oluşması bazı okurların gözünü korkutmuş. Bana yazanlar da oldu bunu tahmin de edebiliyorum açıkçası. Fakat hiç korkutmasın gözünüzü. Kitap öyle bir içini alıyor ki sizi... Zaten kolay kolay elinizden kitabı bırakamıyorsunuz.
Yaşar Kemal'in inanılmaz sürükleyici, akıcı, sade ve anlaşılır üslubu asla bıraktırmıyor kitabı hatta okumaktan gözleriniz ağrılayabilir :)
Kitap ve içeriği hakkında söylenecek çok şey var lakin sanırım sığdıramam tüm düşüncelerimi buraya.
Ön yargılarınızdan bir an önce sıyrılıp edinin bu seriyi ve tez vakitte başlayın okumaya.
Herkese İyi okumalar diliyorum...
kitapla kalın... :)
Merhabalar.
Bu kitabı eski bir arkadaşım ile okudum ve onun sayesinde Ali Şeriati ile tanıştım.
Kendini Devrimci Yetiştirmek on bölümden oluşmaktadır ve bu bölümlerin çoğu birbirinden bağımsız ama bir noktada bağları var. Benim çok etkilendiğim dört bölüm var, bunlar: Nasıl Kalmalı(Meseleyi ortaya koymak, Cevap aramak); İrfan, Eşitlik ve
Victor Hugo, 1800'lü yıllarda Fransa'da uygulanan idam cezalarına o kadar karşıymış ki; henüz 27 yaşındayken, insanları bilinçlendirmek adına, bu kitabı yazmakla çıktığı yola siyasete bulaşarak da devam etmiş.
Henüz uygarlaşma düzeyine ulaşamamış Fransızlar, o dönemlerde idam cezalarını bir eğlence, bir gösteri haline getirmişlerdir.
Bu kitapta, duygusal sürecini yakından izlediğimiz mahkumla birlikte adım adım giyotine doğru ilerliyoruz. Mahkumun suçu cinayet ancak ayrıntılar verilmemiş. Belli ki mahkum iyi eğitim almış ve aslında ölüm cezasını haketmeyen iyi bir insan. Zaten kitapta, önemli olanın kişinin suçu değil, idam cezasının kişiye ve arkasında bıraktıklarına yaptığı zulüm vurgulanmak istenmiş.
Canım Hugo, kelimelerle duyguları yine öyle güzel aktarmış ki, kesinlikle okumalısınız diyorum.
Kitapta #victorhugo tarafından yazılmış 41 sayfa önsöz var. Bu önsözde, idam cezası sırasında gerçekleşen çok daha korkunç manzaralar anlatılıyor. İdam cezası yerine hapishane ve hastaneler yardımıyla ıslah yöntemine gidilmesi öneriliyor.
