Yalnızca hatırlamakta dahi bir ilke, cesaret ve şifa bulmak vardı. Bu bizleri hiçbir neden yokken şaşırtıyor gibi görünen ani düşünce, gerçekte tek kaynakta uzun süredir hazır olarak bekleyen dünya dışı isteklerimizden yalnızca biriydi.
...zira dünyada hiçbir şey karanlıklardaki bir çocuğun fark edilmeyen aşkına benzemez, çünkü onun aşkı, yetişkin bir kadının ihtiraslı ama yine de şuursuzca talepkâr aşkının olamayacağı kadar umutsuz, adanmış, boyun eğmiş, pusuda bekleyen, tutkulu bir aşktır. Ancak yapayalnız çocuklar bu tutkuya sıkıya sıkıya sarılır; diğer herkes duygularını sohbetlerde konuşa konuşa tüketir, yakınlarıyla paylaştıkça köreltir, hepsi de aşk hakkında çok şey duymuş, okumuştur, aşkın ortak kader olduğunu bilirler. Bir oyuncakla oynar gibi oynarlar aşkla, oğlanların ilk sigaralarıyla hava attığı gibi böbürlenirler. Ama benim sırrımı açabileceğim kimsem yoktu, kimse bana nasihatte bulunmamış, kimse beni uyarmamıştı, dünyadan bihaber, tecrübesizdim; bir uçuruma düşer gibi savruldum kaderime. İçimde yeşeren, tomurcuklanan her şey, sırdaşı olarak sadece seni, senin hayalini biliyordu.
Sayfa 11 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu