insanlar kainatın sahibi olmak üzere yaratildikları için, eşya onlara uymak tabiatındadır. Mesela, benim cocuklugumun gectigi Abdülhamit devrinde cemiyetimiz neşesizdi. Basta padisahin asık yüzünden gelen ve halka halka etrafa yayilan bu neşesizlik eşyaya da sirayet etmisti. O zamanın vapur düdüklerinin acılığını benim yaşımda olan herkes bilir.
Sonra, sanki bir saatte yelkovan, akrep, zemberek, pandül, mil hakikaten yokmuş ve hakikaten zaman dediğimiz şey, saat, dakika, saniye ve sâliseye ayrılmazmış gibi bu şube müdürlüklerinin adlarıyla alay ettiler.