Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeynep Dönmez

Zeynep Dönmez
@zzeynpdnmz
Reklam
“İnsan gözün içini görebilir ama kalbin içini her zaman göremez.”
Sayfa 319 - Pegasus
424 syf.
·
Puan vermedi
Kırmızı Pelerin
Kırmızı PelerinGülseren Budayıcıoğlu
8.7/10 · 1.855 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Gerçek genellikle gerçek dışıdır.”
Sayfa 330 - Pegasus
“Hep yanlış insanlar vicdan azabı çekiyor, acılara neden olanların vicdanları yok, demiş. İyi şeyler için savaşanlar vicdan azabıyla kıvranıyorlar.”
Sayfa 267 - Pegasus
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
2018 yılında yayımlanan bu kitap ile Livaneli’nin kaleminden Şark’a doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. Tozlu, kırmızı taşlı Mardin’in sokaklarında büyümüş olan İbrahim bizlere bu hikayeyi aktarıyor. Livaneli bu kitapta yazıldığı tarihin önemli gündemlerinden biri olan, Suriye-Irak topraklarından başlayan mülteci durumunu ele alıyor. Ana karakterimizin çocukluk arkadaşı Hüseyin’in ölüm haberini aldığı andan itibaren içine çekildiğimiz bir girdap var. Mülteci kamplarından, Deyrulzafaran Manastırı'ndan ve insanlığın kadim dinlerinden beslenerek oluşan hikayenin, kana bulanmış gerçeklerle nasıl bizleri kedere sürüklediğini de görebiliyoruz. Livaneli kalemini gerçekçi yönde kullanmayı tercih etmiş ve bu da bizlere IŞİD zulmünün ne demek olduğunu biraz olsun gösterebiliyor. Bu kitabı okumak için herkesin bildiği ama kimsenin konuşmadığı gerçekleri Ezidi bir kızın dilinden duymaya hazır olmanız gerekiyor. Dini kavramlar karşısında insan ayrışmasının ne boyutlara oluşabileceği de milyonlarca insanın arasındaki bir hayat merceğe alınarak etkili şekilde anlatılmış. Toplama baktığımızda da genel olarak çarpıcı noktaları bulunan, sizleri plaza dilinin yapaylığından Mardin’in kırmızı tozlu kadim topraklarına götürecek ve etkisinden kolayca çıkamayıp insani kavramları sorgulatacak kısa ama etkili bir roman ortaya çıkıyor.
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,7bin okunma
576 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Harvard Üniversitesi Simgebilim Profesörü Robert Langdon başından vurulmuş bir halde hastane odasında gözlerini açar. Ne buraya nasıl geldiğini ne de nasıl vurulduğunu hatırlamaktadır. Camdan gördüğü manzara karşısında altüst olan profesör, evinden binlerce kilometre uzakta, Floransa’da olduğunu anlar. Yaşadığı korkunç baş ağrısına eşlik eden tek şey; sürekli kâbuslarında gördüğü kan kırmızısı bir nehrin karşısından kendisine seslenen gümüş saçlı güzel bir kadın ve toprağa baş aşağı gömülü can çekişen bedenlerdir. Langdon gördüğü kâbusları anlamlandırmaya çalışırken kadın bir suikastçı tarafından takip edildiğini, kendine tedavi uygulayan doktorlardan biri gözlerinin önünde vurulunca anlar. Hastanede görevli diğer doktorlardan biri olan Sienna Brooks’un o ölüm kalım anında yardım etmesiyle hayatta kalır. Simgebilim profesörü kendini bir anda ipuçlarını Dante’nin cehenneminde bularak çözmesi gereken korkunç bir senaryonun içinde bulur. Floransa’nın tarih kokan dar sokaklarından Venedik’in muazzam bazilikalarına uzanan semboller zinciri Langdon’ı insanlık tarihini sonsuza dek değiştirebilecek bir mekâna sürükler. Burası üç imparatorluğun merkezi olmuş, insanlık tarihi kadar eski, dünyanın incisi İstanbul’dur. Ve bu şehirde ya insanlık tarihi baştan sona yeniden yazılacak ya da bunu yazacak hiç kimse kalmayacaktır...
Cehennem
CehennemDan Brown · Altın Kitaplar · 201325,8bin okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
1953’te yayımlanan ve distopya türünün önde gelenlerinden biri olan eser, kitapların yasaklandığı ve itfaiyecilerin buldukları her kitabı yaktığı 2049 yılının Amerikan toplumunu anlatmaktadır. Kitabın adı da Fahrenheit ölçeğinde kitabın yanma derecesine işaret etmektedir. Eser; o dönem Amerika’sında antikomünist kuşkuculuğun vardığı noktadan hareketle otoriter yönetimlere bir eleştiri şeklinde okunabileceği gibi, aynı zamanda kitle iletişim araçlarının insanı âdeta esir aldığı ve okuma devrinin bitip ekran çağının başladığı bir dönemin eleştirisi olarak da okunabilir. Otoriter düzene eleştiri bakımından tüm teknolojik araçlarla insanın ve insan düşüncesinin kuşatıldığı, farklı düşünceye müsaade edilmediği, sorgulamaya giden yolların tamamen kapatıldığı, kitapların yok edildiği bir dünya kurgulanmıştır. Bu anlamda eser otoriter düzenlere karşı önemli eleştiriler yöneltmekte ve insanın kuşatılmışlığını, acziyetini ortaya koymaktadır. Son yıllarda dünyayı da kasıp kavuran otoriterleşme eğilimleriyle birlikte okunduğunda eserin yönetime dair eleştirileri hayatta da karşılık bulmaktadır. İnsanın âdeta tüm hareketlerinin takip edilebildiği günümüz dünyasında kitaptaki öngörüler büyük ölçüde gerçekleşmiş durumdadır. Eser; ekran/görüntü çağı bakımından ise esasında hayata dair önemli tespitler içermektedir. Ekran araçları ile insanların düşünme yetileri âdeta iğdiş edilerek düşünmemeleri ve sorgulamamaları sağlanmaktadır.
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,5bin okunma
Zeynep Dönmez tekrar paylaştı.
"Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır." Aliya İzzetbegoviç
Bu dünyada sana kötülük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına ama unutma ki iyilik yapmak isteyenler de çıkacak. Kimi insanın yüreği karanlık, kimininki aydınlıktır. Geceyle gündüz gibi! Dünyanın kötülerle dolu olduğunu düşünüp küsme, herkesin iyi olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğrama! Kendini koru kızım, insanlara karşı kendini koru!
Sayfa 88 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
En iyisi susmak, statü takıntılı aptallara aldırmamaktı.
Sayfa 75 - Pegasus
101 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.