Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
TARİHLER VE OLAYLAR (1960-1975) 13 Ocak 1960: Atsız, Falih Rıfkı Atay'a yayın yolu ile hakaretten İstanbul Toplu Basın Mahkemesi'nde yargılanıyor. 27 Mayıs 1960: İhtilal. 38 subay ve general iktidara el koyuyor. İhtilal bildirisini, 27 Mayıs sabahı 04:36'da, 1944 sanıklarından Alparslan Türkeş okuyor. Cemal Gürsel Devlet Başkanı,
Atsız, Büyük Doğu'da: Necip Fazıl Kısakürek'in Büyük Doğu dergisi 10. defa 06 Mart 1959 -16 Ekim 1959 tarihleri arasında haftalık olarak 33 sayı çıkar. Atsız'ın “Türkçülüğe Karşı Haçlı Seferleri ve Çektiklerimiz” başlıklı hatıraları 33 hafta boyunca bu dergide tefrika edilir. Büyük Doğu'daki tefrikanın önsözünde Atsız, 1944 hadiselerini bir tiyatro oyununa benzetmiştir: "Her dramın bir baş kahramanı olur. Hepsi de birbirinden üstün olmak üzere bunun üç kahramanı var: Hasan Âli Yücel, Falih Rıfkı Atay, Nevzat Tandoğan... Hiçbir şövalye romanında eşi olmayan üç kahraman, üç silahşor Ortaklaşa bir tarafları da var: Üçünün de kökü Türk değil." (Atsız 1992: 68-69). Falih Rıfkı Atay o günlerde Dünya gazetesi başyazarıdır; 12 Mayıs 1959'da Büyük Doğu ve yazarı Atsız aleyhine neşren hakaret davası açar (Cumhuriyet gazetesi, 12 Mayıs 1959; Akgöz 2016: 213'ten). Büyük Doğu'nun bu döneminde Atsız'ın bir başka eseri de tefrika edilir. Hiciv romanlarının ikincisi Z Vitamini. Derginin 03 Temmuz 1959-17 Temmuz 1959 sayılarında (18, 19, 20. sayılar) üç hafta.
Reklam
Atsız'ın 1952 yılında yaptığı bir iş daha vardı. Eşi Bedriye Atsız'ın da yazarı bulunduğu tarih ders kitaplarının yazımında ona yardım etmek. İnkılâp Kitabevi, yayımlamak istediği lise tarih kitapları için Bedriye Atsız ve Galatasaray Lisesi öğretmenlerinden Hilmi Oran ile anlaşmıştı. "Zaman sınırlıydı ve kitapların 1952-1953 eğitim
Atsız Tekrar Süleymaniye Kütüphanesinde: Atsız aleyhindeki konuşma ve yayınlar nihayet 1952 Mayıs'ında semeresini (!) verecektir. Olaylar şöyle gelişir: "Türk Milliyetçiler Derneği, 3 Mayıs kutlamalarına katılması ve bir konferans vermesi için Atsız'ı Ankara'ya davet etti. Konferansın konusu 'Devletimizin Kuruluşu'
Türkler ve Efsaneler Oğuz Kağan ilk olarak tarih sahnesine Türkler ve insanlık adına çıktı Bir efsane oldu efsane Bir efsaneydi Türkler bir efsane
Atsız Taşınıyor-Bostancı'daki Evin Şartları Çok Kötüdür...
Hacaloğlu'na yazılan 05 Aralık 1972 tarihli mektuptan Atsız'ın Bostancı'daki daireye de nihayet taşındığını öğreniyoruz. Evin kaloriferleri ve elektrikleri henüz çalışmamaktadır, kitaplar da eve sığmamıştır. Atsız'ın bu yeni evi, Bostancı'da dört katlı bir apartmanın zemin katında bulunan 8 numaralı dairedir. 100
Reklam
Dictator Roma Cumhuriyeti Senatosu’nun olağandışı haller için tek bir seçilmiş memuruna (magistratus extraordinarius) tanıdığı mutlakî yönetim hakkını temsil eden ünvanın adıydı. Bu ünvanın olumsuz bir çağrışım yapması da 20. yüzyılın marifetidir. Tersi bir örnek 19. yüzyıldan verilebilir: İtalyan birliğini kuranlardan Giuseppe Garibaldi (1807-1882) Sicilya ve Napoli’yi Fransız hegemonyasından kurtarmak için 1860’da başlattığı Spedizione dei Mille (Binlerin Seferi) esnasında halkının da coşkulu desteği ile kendisini 14 Mayıs’ta Sicilya’nın diktatörü ilân etmişti. Atatürk’ün diktatörlüğü de doğası gereği Garibaldi’ninkine benzer (gerçi Atatürk böyle bir ünvanı hiçbir zaman kullanmamıştır). İlginç bir diğer benzerlik de, Garibaldi’nin 11 Mayıs 1860’da Marsala’ya çıkmasıyla, Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkması arasında kurulabilir.
2.Cilt Sonu
19 Mayıs 1919’da Samsun’da başlayan yolculuk, 9 Eylül 1922’de İzmir’de böyle sona erdi. Bu yolculuk gerçi, çetin, mihnetli, muammalı geçti. Ama adına İstiklal Savaşı denilen ve mihnetli olduğu kadar da şerefli olan bu baş döndürücü yolculuk, nihayet hedefine ulaşmış ve Mustafa Kemal muzaffer olmuştu. Onun zaferi ise, hepimizin zaferi oldu…
Sayfa 520Kitabı okudu
1950-1960 YILLARI ARASI. 1950'li yıllar. Tek parti iktidarından kurtulmanın sevinci yaşanırken kültür ve eğitimin başıboş bırakıldığı yıllar. Soğuk savaş yılları NATO'ya giriş ve ABD'ye tam bir teslimiyet. Türkçülerin ümitleri yine boşa çıkıyor, hayaller kırılıyor. Ekonomik kalkınma, yollar, fabrikalar... Fakat köylerden şehirlere
TARİHLER VE OLAYLAR (1950-1960) 02 Nisan 1950: Milliyetçiler Federasyonu kuruluyor. 14 Mayıs 1950: Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının sonu. Seçimi Demokrat Parti kazanıyor. 21 Eylül 1950: Atsız, Haydarpaşa Lisesi edebiyat öğretmenliğine tayin ediliyor. 04 Ekim 1950: Türkçüler Yardımlaşma Derneği'nin kuruluşu. Başkan: Nihâl Atsız. 06
Reklam
Öner ve Yücel Davası: 31 Mart 1947'de Atsız, Zeki Velidî ve arkadaşlarının beraatıyla sonuçlanan Irkçılık-Turancılık Davası'nın yankıları 1947 yılında başlayan Öner ve Yücel Davası ile devam etmiştir. Dava, 29 Ocak 1947'de İçişleri Bakanı Şükrü Sökmensüer'in TBMM'deki bir konuşması ve Fevzi Çakmak'ın 05 Şubat
...DP büyük bir çoğunlukla iktidara gelmiş ve 27 yıllık CHP dönemi sona ermiştir. 22 Mayıs 1950'de Celal Bayar cumhurbaşkanı, Adnan Menderes başbakan oldu. Atsız'ın hocası Fuat Köprülü Dışişleri Bakanı, Milli Türk Talebe Birliği'nin eski başkanlarından Tevfik İleri Ulaştırma Bakanı idi. Birkaç ay sonra, 11 Ağustos'ta yapılan
1947 yılındaki bir başka dava da Atsız'ın Sabahattin Ali aleyhine açtığı hakaret davasıdır. 26 Mayıs 1947'de Sabahattin Ali, sahibi bulunduğu Merhumpaşa gazetesinde "Hasan Âli-Kenan Döner Komedisi" başlıklı bir yazı yazar. Aynı gazetede "Genç Arkadaş” başlıklı bir yazı daha neşreder (Ali 2015: 529). Yazılarda Atsız'a hakaret vardır. Bunun üzerine Atsız, Sabahattin Ail'ye hakaret davası açar. Davanın ilk duruşması 12 Eylül 1947 tarihinde İstanbul Üçüncü Asliye Ceza Mahkemesinde yapılır (Cumhuriyet gazetesi, 13 Eylül 1947, Akgöz 2016: 197-198'den). Bu yazılar dolayısıyla Sabahattin Ali 19 Aralık 1947'de tutuklanmış, fakat 12 gün sonra serbest bırakılmıştır (Ali 2015: 529). 24.01.1948'de Sabahattin Ali eşine yazdığı mektupta şöyle diyor: "Nihal Atsız davası tekrar görüldü, 50 gün cezanın altıda birini indirecekler, kırk gün kalacak, bu sefer yattığım 12 günü de çıkarınca, bu ceza temyizde tasdik edilse bile, 28 gün kadar yatacağım demektir." (Ali 2015: 542).
Gazetelerde geniş olarak yer alan ve kamuoyunda geniş yankı bulan Öner ve Yücel Davası âdeta Irkçılık-Turancılık Davası'nın rövanşı haline gelmiştir. 18 duruşma sonunda, 19 Kasım 1947 tarihinde mahkeme davayı düşürmüş, Yücel, 09 Aralık 1947'de kararı temyiz etmiş, Yargıtay da 26 Mayıs 1948'de mahkemenin kararını bozmuştur. Ankara
1947 yılındaki bir başka dava da Atsız'ın Sabahattin Ali aleyhine açtığı hakaret davasıdır. 26 Mayıs 1947'de Sabahattin Ali, sahibi bulunduğu Merhumpaşa gazetesinde "Hasan Âli-Kenan Döner Komedisi" başlıklı bir yazı yazar. Aynı gazetede "Genç Arkadaş” başlıklı bir yazı daha neşreder (Ali 2015: 529). Yazılarda Atsız'a hakaret vardır. Bunun üzerine Atsız, Sabahattin Ail'ye hakaret davası açar. Davanın ilk duruşması 12 Eylül 1947 tarihinde İstanbul Üçüncü Asliye Ceza Mahkemesinde yapılır (Cumhuriyet gazetesi, 13 Eylül 1947, Akgöz 2016: 197-198'den). Bu yazılar dolayısıyla Sabahattin Ali 19 Aralık 1947'de tutuklanmış, fakat 12 gün sonra serbest bırakılmıştır (Ali 2015: 529). 24.01.1948'de Sabahattin Ali eşine yazdığı mektupta şöyle diyor: "Nihal Atsız davası tekrar görüldü, 50 gün cezanın altıda birini indirecekler, kırk gün kalacak, bu sefer yattığım 12 günü de çıkarınca, bu ceza temyizde tasdik edilse bile, 28 gün kadar yatacağım demektir." (Ali 2015: 542).
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.