Yine akşam olacak
Ellerim cebimde yollara düşeceğim
Güzel bir kadın geçecek yanımdan
Tükürüp yüzüne kaldırımların
Dönüp birdaha bakacağım
Kulaklarımda bu şehrin uğultusu
İçimde bir bezginlik yaşamaktan yana
Dükkânların pırıl pırıl vitrinlerinde gözlerim
Yalnızlığım, parasızlığım aklıma gelecek
Bir sigara daha yakacağım
Derken bir meyhanede bulacağım kendimi
Sigara dumanları, mezeler, açık saçık fıkralar
Bütün damarlarımda dayanılmaz yokluğun
masada sen, tabakta sen, şişede sen
Beni affet, bir kadeh daha içeceğim.
Sarhoş Akşam
Öyle sev beni işte,
Mesela çocukluğumdan.
Yarım kalmışlığımdan.
Eksik tarafımdan.
Korkularımdan,
Kaldığımız yerden.
Hiç gitmemiş gibi sev...
Ben hep öyle sevdim seni.
GECEM/ÇOCUKLUĞUM
Turgut Uyar'ın mükemmel bir şekilde ifade etmesi tanimladı bazı sevgilerin eksikliğini;
"Gizlenen, gösterilmeyen, hissettirilmeyen sevginin zerre değeri, kıymeti yok gözümde. Bu duvarda beni çok seviyor ola bilir, bilemem..."
300 yıl önce yazılmız bir Likya Şiirin'den...
"Beni bulamasan üzülme,
Eşyalarımı bulacaksın.
Kestiğim taşları, açtığım yoları,
İşlediğim heykeleri bulacaksın.
Ve göreceksin ki binlerce yıl öteden,
Parmak izlerimiz değecek birbirine..."
Ne garip değil mi?
Bendeki birçok duygunun katilisin!
Aynı zamanda da birçoğunun da sahibi...
Güzel duyguların ölümü,
Birçok kötü duygunun doğumu oldu bende.
Nefret, öfke,
Birzamanlar iyi temiz duygular beslediğin birinin.
İçinin karanlık kuytularına çekilip bu dereceye gelmesi ve onu o karanlıkta boğmak istercesine gömeye çalışmak...
Biri için en ağır ceza olmalı.
GECEM
Ölmek mi istiyorsun? Git o zaman at kendini denize. Beş saniye sonra hayatta kalmak için çırpındığını fark edeceksin... "Sen kendini öldürmek istemiyorsun sen içindeki bir şeyleri öldürmek istiyorsun."
Morgan Freeman